Ana içeriğe atla

Kayıtlar

sahilde

Dalgaların sesini dinlemeyi seviyorum. Huzur veriyor. Kimi arkadaşlarım denize girip, suların içinde oynuyor. Bense denizi seyretmeyi, dalgaları dinlemeyi tercih ediyorum. Havalar soğumaya başladı. Kalabalık azaldı. Çocuk parkında yaramazların cıvıltıları yok artık. Salıncağın gölgesinde pinekleyen bir kaç arkadaş var parkta canlı namına.  Sabah, daha güneş doğmadan gelip oltasını sandalyeye sabitleyen adam da olmasa, sahile de gelen yok.  Kasabanın bu halini seviyorum. Tüm kasabanın tek sahibi bizmişiz gibi geliyor. Yemek bulduğumuz sürece değmeyin keyfimize.  Adam bugün balık tutabilecek mi acaba?

5G Yayıncılık

Dün, Rohde & Schwarz tarafından düzenlenen 5G Yayıncılık adlı sanal yuvarlak masa toplantısına dinleyici olarak katıldım. Almanya ve Fransa deneyimlerinin anlatıldığı etkinlikte çip üreticisi Qualcomm'un paylaştığı vizyon da oldukça ufuk açıcıydı. İlerleyen günlerde etkinliğin kaydı paylaşılırsa, bu yazıya bağlantısını ekleyeceğim. Bu yazıda 5G üzerinden yayıncılığın ülkemiz için önemini değerlendirmeye çalışacağım. Ancak öncelikle filmi biraz geriye sarmamız şart. Bugün Avrupa'da sayısal karasal televizyon şebekesini kurmamış, Türkiye'nin dışında, bir ülke yok. Bir çok Avrupa ülkesinde önce DVB-T, ardından DVB-T2 şebekeleri kuruldu. Kimi ülkeler DVB-T şebekesini pas geçip doğrudan DVB-T2 şebekesini devreye aldı. Televizyon yayınlarını izleyicilere ulaştırmak için kablo ve uydunun yanı sıra sayısal karasal vericiler, sadece Avrupa ülkelerinde değil, tüm dünyada kullanılıyor.  Ülkemizde sayısal karasal televizyon şebekesi ise yok. Neden yok, ne zaman kurulmasından vaz g...

Kadıköy Sevgilim / Ahmet Erol

2024 yılının ilk ayında bitirdiğim beşinci roman oldu Kadıköy Sevgilim. Ahmet Erol'dan okuduğum ilk eser. 2004 senesinden bu yana, bitirdiğim neredeyse tüm kitaplara dair notlarımı paylaşıyorum blogumda. Kadıköy Sevgilim'e ilişkin notlarımı ise yazmasam mı acaba diye çok düşündüm.  Günler süren gidip gelmeler, yazıp silmelerin sonunda okumakta olduğunuz yazıyı hazırladım.  Epsilon Yayınları'ndan Haziran 2021 tarihinde çıkan 195 sayfalık roman, anlatılanların tamamen hayal ürünü olduğu notuyla karşılıyor okuyucusunu. İçerikle ilgili notlarıma geçmeden ömrünün önemli bir bölümünü Ankara'da, bir yılını ise Paris'te geçiren birisi olarak; Gençlik Parkı'ndaki havuza göl denildiğine ilk kez tanıklık ettiğimi, Ankara Adliyesi'nin Sıhhıye'deki binasının yapımına 1978'de başlandığını ve 1987'de hizmete açıldığını ve  Paris merkeze 45-50 dakika mesafede balıkçı köyünün olmadığını  belirteyim. Bu bilgileri neden eklediğimi romanı okuma keyfini bozmamak adın...

Trabzonspor

2006 yılından bir anı Yarım asırlık ömrümde kendimi bildim bileli Trabzonspor'u destekledim. Hangi takımı tutuyorsun sorusuna verdiğim yanıtın ardından hemen Trabzon'un neresinden sorusunun gelmesine alıştım. Oysa ne Trabzonluyum ne de üniversiteyi Trabzon'da okudum. Belki renklerine, belki İstanbul takımlarına kafa tutmasına vuruldum. Son üç haftadır üst üste gelen yenilgilerin ardından soranlar oluyor sosyal medyadan, ne düşünüyorsun diye. Kişiye özel mesaj yazmak yerine buraya not düşeyim, daha kalıcı olsun dedim. Öncelikle bir tespit yaparak başlayacağım. Trendyol Süper Lig'de 2023-2024 sezonunda 20 takım yer alıyor.  Fenerbahçe,  Galatasaray,  Beşiktaş,  Kasımpaşa,  Başaksehir, Karagümrük, Pendik ve Istanbulspor yani ligin neredeyse yarısı İstanbul takımı.  Özellikle hafta ortasında da maçların oynandığı yoğun fikstür,  seyahatin etkisini arttıran bir etmen. Ayrıca deplasman sayılan maçları aslında bir kaç mahalle ötedeki statlarda gene kendi tara...

Gölgeler ve Hayaller Şehrinde / Murat Gülsoy

@bloomberghttv  kanalında yayınlanan,  @eylulgormus 'ün hazırlayıp sunduğu  @pandoraninmeraki  adlı program sayesinde tanıdım  @murat_gulsoy 'u.  Eserlerini okumakta geç kalmışım. Gölgeler ve Hayaller Şehrinde adlı  #roman ,  @canyayinlari 'nca 2014 senesinde basılmış. Ben Nisan 2022 tarihli 7. baskısını okudum. Bir çok açıdan beni çok etkiledi Murat Gülsoy'un romanı. İyi yazılmış eserleri okuyunca, roman taslağımın üzerinde çalışmak zorlaşıyor.  İstanbul, doğu ve batının kesişme noktası. Şehirde yaşayanlar da iki kültürün çatışması ile hem beslenmiş hem öğütülmüş.  Roman, arka planda ikinci meşrutiyetin ilanı sonrası İstanbul'u anlatırken baba oğul ilişkisi, doğu batı çatışması, din-bilim-agostizm, yaşamın amacı gibi tek doğru yanıtı olmayan soruların üzerinde düşündürüyor. Gerçek kişilerle kurmaca karakterler öyle başarıyla harmalanmış ki kurgu zannettiğim karakterin gerçek, gerçek sandığım ismin ise kurgu olduğunu görünce çok şaşırdım...

Kırmızı Azap / Ayfer Tunç

Ayfer Tunç külliyatını okumaya devam ediyorum. Romanlarının ardından ilk kez bir öykü kitabını okudum. Farklı senelerde yazılmış dokuz öyküden oluşuyor Kırmızı Azap. Aynı adlı öykü, farklı üslubu ile en sevdiğim oldu. Henüz yazılmamış eserlerin potansiyel kahramanlarının, yazarın beyin kıvrımlarındaki macerasını okumak ilginç bir deneyimdi.  Öykülerin tümünde yoğun olarak hissettiğim keder oldu. Kahramanların anlattıkları, yaşadığı olaylar, kullanılan dil... Sanırım tüm bu saydıklarımın etkisi var, kitabın hissettirdiklerinde. 2014 yılında ilk baskısı yapılmış. Benim okuduğum Eylül 2022 tarihli 8. baskıydı. Can Yayınları'ndan çıkan Kırmızı Azap, 152 sayfa.

Osman / Ayfer Tunç

Kapak Kızı ile başlayıp Yeşil Peri Gecesi ile devam eden üçlemenin son kitabı Osman'ı da okudum. Her üç kitabı da mahallemizdeki belediye kütüphanesinden ödünç almıştım. İstanbul'un güzelliklerinden bir tanesi de kütüphaneler. Hele kitap fiyatlarının bu kadar yükseldiği günümüzde, okumayı sevenler için vazgeçilmezler.  Ayfer Tunç'tan okuduğum dördüncü romandı Osman. En kolay okunulanıydı aynı zamanda. İlk romanın görünmez kahramanı, kapak kızı Şebnem'in kocasının hayatını anlatmış bu kez Ayfer Tunç. 1992 yılında Kapak Kızı yayınlanırken üçleme olacağı belli miydi merak ettim. Yeşil Peri Gecesi'nde bu kez adı hiç geçmese de Şebnem'in hikâyesini kendi anlatımıyla okumuştuk. 2010 yılında ilk baskısını yapmış, serinin ikinci kitabı. Osman'ın Temmuz 2022 tarihli 10. baskısını okudum. 1992'den 2020'ye 18 sene geçmiş. Acaba ileride bir Teoman ya da Hülya romanı okur muyuz diye düşündüm son sayfayı bitirince.  Farklı anlatıcıların olayları kendi bakışlarıyl...

Yeşil Peri Gecesi / Ayfer Tunç

2024 senesinin tüm dünyaya barış getirmesini diliyorum, ben diledim diye savaşların bitmeyeceğini bilsem de.  Ayfer Tunç'tan okuduğum üçüncü roman Yeşil Peri Gecesi. Kapak Kızı adlı roman ile başlayan üçlemenin ikinci kitabı. Kapak Kızı'nı okumadan Yeşil Peri Gecesi'ni okursanız, iki roman arasındaki ilginç bağlantıları, ustaca yapılmış göndermeleri fark edememiş olursunuz. Edebi keyif için sırayı bozmamamızı öneririm. Ayfer Tunç külliyatı İstanbul'daki belediye kütüphanelerinde bulunabiliyor, kitap fiyatlarının bu kadar arttığı - gelirlerin düştüğü günümüzde, iyi ki var kütüphaneler.  Tek anlatıcı, az diyalog, yavaş tempo ve zaman içerisinde gidip gelmelerle gelişen roman. Romanın ilk sayfalarında anladığımız, kahramanın hayatını değiştirecek "son" ve bu sona yol açan tüm ömür, anlatıcının gözünden seriliyor okuyucunun önüne. Tunç'un romanında, temponun yer yer çok düştüğünü düşündüm. Sonra, romanı okumayı sürdürdükçe fark ettim ki bu yazarın bilinçli ter...