Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Amsterdam'dan Leiden'e uzanan dört gece ve beş gündüz süren seyahatim, IBC (Uluslararası Yayıncılık Fuarı) deneyimimin sonucunu paylaşmak için beklenenden daha uzun sürdü. 2015 yılında 15 Eylül'de sona eren IBC'nin ardından yazımı 16 Eylül'de kaleme almıştım. 2018'de ise 18 Eylül'de sona eren IBC'nin ardından ilk değerlendirme yazımı yine fuarın son gününde paylaşmıştım. Ancak 2023'de işler biraz farklı bir seyir izledi. Bu sefer, 18 Eylül'de sona eren fuarın yazısı için neden 5 gün bekledim? Yanıt, TVTechTR . Blogumu takip edenler zaten hikayemi biliyorlar, ama bir kez daha anlatmamda bir sakınca yok. 25 yıl boyunca TRT'de çalıştım ve Mart 2023'ün sonunda emekli oldum. Nisan 2023'te Kadir Has Üniversitesi'nde yeni bir başlangıç yapmak istedim. Ancak işler planladığım gibi gitmedi ve Temmuz başında ayrıldım ve yıllardır içimde taşıdığım 'kendi işimin patronu' olma hayalimi gerçekleştirdim. Ağustos ayından bu yana, TVTechTR...