Bir daha arasam, acaba gelmiş midir eve? Gene annesi çıkarsa ne diyeceğim? Konuşmadan kapatsam ayıp, onu sorsam, evladım daha bir saat önce de aramadın mı dese ne cevap vereceğim? Kartta kaç kontür kaldı onu da bilmiyorum. Kartı takınca gösterirdi eskiden, bozulmuş bu galiba, arama başlamadan göremiyorum kaç kontürün kaldığını. Öylece kalakaldım pastanede. Birden hışımla kalkıp gitti. Oysa daha yeni oturmuştuk. Çaylarımızı söyleyip pasta sipariş etmiştik. Çayın gelmesini bile beklemedi. Bu soğukta eve dönmüştür diye düşünüyorum ama kim bilir belki siniri yatışsın diye dolaşıyordur. Ne kadar da aptalım. Öyle pat diye sorunca afalladım. Lafı ağzımda geveledim. Sonra o da kalkıp gitti. Neyse, bir saatten fazla geçti. Bir daha çevireyim numarayı. Belki dönmüştür.
Devlet memuriyeti ile geçen 25 senenin son haftasındayım. Olacakları tahmin etme konusunda yetenekli değilim, gene de seçim öncesi Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak bilinen bizlerin sorunlarını çözecek düzenlemenin çıkacağını tahmin ediyordum. Bu yüzden geçen yazdan bu yana, emeklilik ve sonrasına dair planlar yapıp durdum. Onca plan ve iş başvurusu sonuçsuz kaldıktan sonra, meslek büyüğüm bir abimiz ile konuşma, bambaşka bir hayatın kapısını araladı. Eğer son dakika bir terslik olmaz ise, Nisan ayının başında, hayalindeki işi tasarla deseler, bu kadarı gerçekçi olmaz diye tarif edemeyeceğim, yeni işime başlayacağım. Bu vesile ile beni bugün sahip olduğum yetkinliğe kavuşturan ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği'ndeki hocalarıma, ardından TRT'deki meslek büyüklerime ve elbette çok kıymetli aileme teşekkürlerimi bir de buradan sunmak istiyorum.