Ana içeriğe atla

Kayıtlar

kartlı telefon

Bir daha arasam, acaba gelmiş midir eve? Gene annesi çıkarsa ne diyeceğim? Konuşmadan kapatsam ayıp, onu sorsam, evladım daha bir saat önce de aramadın mı dese ne cevap vereceğim?  Kartta kaç kontür kaldı onu da bilmiyorum. Kartı takınca gösterirdi eskiden, bozulmuş bu galiba, arama başlamadan göremiyorum kaç kontürün kaldığını.  Öylece kalakaldım pastanede. Birden hışımla kalkıp gitti. Oysa daha yeni oturmuştuk. Çaylarımızı söyleyip pasta sipariş etmiştik. Çayın gelmesini bile beklemedi.  Bu soğukta eve dönmüştür diye düşünüyorum ama kim bilir belki siniri yatışsın diye dolaşıyordur. Ne kadar da aptalım. Öyle pat diye sorunca afalladım. Lafı ağzımda geveledim. Sonra o da kalkıp gitti.  Neyse, bir saatten fazla geçti. Bir daha çevireyim numarayı. Belki dönmüştür.  

Gazel / Nihal Yeğinobalı

Gazel, Nihal Yeğinobalı'dan okuduğum ikinci roman. Belki Defne adlı romanı ile ilgili yazdığım notlara göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.  1940'lı yılların İstanbul'unda, boğazın Anadolu yakasındaki hayali Mirgânköy koyundaki  geçiyor hikâye. Romanda o kadar inandırıcı tarif edilmiş ki  Çengelköy ile Kandilli arasında böyle bir yer var mı diye harita uygulamasına baktım, yokmuş :) " Bakireyim de ondan " cümlesi ile başlıyor roman. Adalet Ağaoğlu'nun Bir Düğün Gecesi romanındaki "İntihar etmeyeceksek içelim bari!" cümlesi gibi vurucu bir başlangıç. İlk cümlenin ardından, cümlenin kurucusu ve romanın baş kahramanı diyebileceğimiz Serap'ı ve hemen ardından ablası Zerrin'i tanıyoruz. Bu kısa tanıtım yazısında okuma keyfinizi bozacak bilgiler vermeyeceğim elbette.  Can yayınlarından Nisan 2007 yılında yapılmış, 208 sayfalık ilk baskısını okudum.  Çarpıcı bir final içeren, dönemin İstanbul'undan bir kesit sunan, iyi kurgulanmış bi...

Dert Dinleme Uzmanı / Adalet Ağaoğlu

"Dar Zamanlar" üçlemesini okumaya 2016 yılında başlamıştım. Aslında 2014 yılında yayınlanan Dert Dinleme Uzmanı ile dörtleme haline dönüşen dizinin iki ve üçüncü romanlarını bir kaç ay önce okuduktan sonra serinin son romanını bitirmek şart olmuştu.  Romanı, Everest Yayınlarından Nisan 2014 tarihli, 255 sayfadan oluşan, ilk baskısından okudum. Dar Zamanlar serisinin ilk üç romanındaki karakterlerin yer almadığı Dert Dinleme Uzmanı beş bölümden oluşuyor. Anlatılanların ne kadarı gerçekten yaşandı ne kadarı anlatıcının hayalinde yaşandı birbirine girmiş. Okuduğumuz zaten bir kurgu olduğuna göre neyin gerçekten yaşanıp neyin anlatıcının hayalinde yaşandığının bir önemi var mı diye düşünüp metni okumanın tadını çıkartmanızı öneririm.    Klasik akışlı bir roman değil Dert Dinleme Uzmanı. Bence Dar Zamanlar serisi içindeki en sıradışı yapıya sahip olanı.  Edebiyatla ilgili akademik bir bilgim yok. Bu yüzden yazdığım hatalı olabilir  baştan uyarayım.  Sanırım bil...

Hayır... / Adalet Ağaoğlu

Dar Zamanlar üçlemesinin son romanı Hayır...'ın ilk baskısı 1987 yılında yapılmış. Benim okuduğum Türkiye İş Bankası yayınlarından çıkan Haziran 2012 tarihli, 354 sayfalık 16. baskısıydı.  Bu kez 1980 darbesinin sonrasındayız. Dar Zamanlar üçlemesinin diğer iki romanından daha farklı daha derinlikli bir anlatım şekli var bu kez. Anlatılanların hangisi yaşandı hangisi kahramanın hayalinde kaldı yer yer karışıyor. Bir kez daha ülkemiz tarihinin bir bölümü, farklı karakterler ile anlatılıyor.  Üçleme içinde en beğendiğim bu son halka oldu. Belki düz anlatımlardansa böylesi anlatımları sevmemdendir. Dar Zamanlar ile ilgili çok sayıda akademik makale var. Romanlardan sonra onlara da göz atmanızı öneririm. 

Yunan Düşü / Michael Llewellyn Smith

Yakın tarih olarak adlandırdığım 1876  - 1946 arasına dair okuduğum kitaplar arasında en farklı olanı Yunan Düşü'ydü diyebilirim. Kurtuluş savaşımızı, cephenin diğer tarafından anlatan bir çalışma. Dilimize Halim İnal tarafından çevrilmiş. 495 sayfalık eseri, Ayraç Yayınevi'nce Şubat 2002 tarihli ilk baskısından okudum.  Yunan Düşü adlı eser,  Michael Llewellyn Smith 'ın Yunanistan'ın Anadolu'yu İşgali, 1919-1922 ve Ulusal Bölünme başlıklı doktora tezinden oluşturulmuş. 1800'lerin sonlarında Yunanistan'ın içinde bulunduğu siyasi durum ile başlayan eser işgalci Yunan askerlerinin Anadolu'dan atılması sonrası Yunanistan'da yaşanılanların anlatılması ile bitiyor.  Akademik çalışma yapanlar başta olmak üzere konuya ilgi duyanlara, tarihi farklı bir bakış açısından ilginç gelecektir. O yılların ne kadar zorlukla geçtiğini görmek, ülkemizi işgalden kurtaran kahramanlarımıza borcumuzu hatırlattı. 

Ölümüne Sadakat / Nick Hornby

Nick Hornby'den okuduğum ilk roman Düşerken 'di. 262 sayfalık Ölümüne Sadakat'i dilimize Defne Orhun çevirmiş. Sel Yayıncılık'tan çıkan Nisan 2005 tarihli ilk baskısını okudum.  Rock müziğe ilginiz varsa, plak koleksiyonu yapıyorsanız eminim ki Ölümüne Sadakat'i okurken çok keyif alırsınız. Benim koleksiyonu bırakın bir tane bile plağım yok, iyi bir rock dinleyicisi de sayılmam. Buna karşın gene de romanı sevdim.  35 yaşında ve sevgilisi tarafından terk edilen Rob'un ilişkilerinin neden uzun süreli olmadığını sorgulaması ile başlıyor roman. Bu sorgulama kadın ve erkeğin hayatı algılayış farklılıklarını da ortaya koyan bir anlatıya dönüşüyor.  Düşerken gibi Ölümüne Sadakat de sinemaya uyarlanmış. High Fidelity adlı filme dair ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz. 

Bir Düğün Gecesi / Adalet Ağaoğlu

Dar Zamanlar üçlemesinin ilk romanı Ölmeye Yatmak'ı Ocak 2016'da blog sayfama eklemiştim. Aradan beş yıl gecince ilk romandaki karakterleri hatırmam kolay olmadı. Romanı, Simavi Yayınları'ndan 1992 yılında çıkan 322 sayfalık baskısından okudum.  26 Kasım 1972 saat 19'da başlayan, bir işadamının kızı ile bir paşanın oğlu arasındaki düğün töreni süresinde geçiyor anlatılanlar. "İntihar etmeyeceksek içelim bari!" sözü ile başlayan roman, ülkemiz tarihinin bir dönemini farklı karakterler üzerinden sorgulatıyor.  Dar Zamanlar üçlemesini herkesin okumasını öneririm. Hem başarılı kurgusu ve akıcı diliyle iyi roman okumak için hem de ülke tarihine edebi bir bakış için.

Düşerken / Nick Hornby

İngiliz yazar Nick Hornby'den okuduğum ilk roman Düşerken oldu. Banu Tellioğlu Altuğ'un dilimize çevirdiği 312 sayfalık eseri Sel Yayıncılık basmış. Benim okuduğum Mayıs 2006 tarihli ilk baskısıydı. Roman, tek ortak noktaları, yılbaşı gecesi yüksek bir binanın çatısına intihar etmek için çıkmak olan dört kişinin macerasını anlatıyor. İkisi erkek ikisi kadın olan bu dört kişinin anlatımıyla ilerleyen romanı severek okudum.  Nick Hornby'nin romanlarının kimileri sinemaya uyarlanmış. Dilimize Düşerken adıyla çevrilen, A Long Way Down adlı roman da aynı adla sinemaya uyarlanmış. Pierce Brosnan,  Toni Collette, Imogen Poots ve Paul Aaron'un başrollerini oynadığı filmin bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.