Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Çocuklar ve gençler için yazılmış kitaplar okumaya ve bloga eklemeye devam ediyorum. Tudem yayınlarınca ilk baskısı Nisan 2014'te yapılan Andy Mulligan imzalı Çöplük'ü dilimize Arif Cem Ünver çevirmiş. 223 sayfalık roman çöplükte yaşayan üç arkadaşın başından geçen macerayı anlatıyor. Çöpte buldukları çantanın içinden, ülkenin yozlaşmış yöneticilerinin gizlediklerinin çıkmasıyla heyecan dolu bir kovalamaca başlıyor. Mulligan'ın romanın sonunda yer verilen teşekkür yazısından öğrendiğimize göre Çöplük romanına, yazarın Filipinler'in başkenti Manila'da yaşarken yaptığı gözlemler ilham olmuş. Kitap, Trash adıyla sinemaya uyarlanmış.