Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
10 yaşını geçmiş, artık belli bir okunma sayısına ulaşmış olması gereken blogum, bir türlü istediğim düzeye çıkamıyor. Öyle çook büyük beklentilerim yok aslına bakarsanız. Sektörde adından söz ettirecek, referans olarak gösterilen bir radyo/televizyon teknolojileri blogu olsun; kitap severlerin uğrak noktalarından olsun; Ankara'nın farklı mekanlarının tanıtıldığı bir yer olsun; ilginç söyleşilerle kimsenin aklına gelmeyecek konularda bilgiler versin; farklı mekanları tanıtsın; gezilecek yerlerle ilgili iyi fotograflarla süslenmiş yazılara da yer versin.... Kabul çok şey yapmaya çalışınca hiç birisi tam olmuyor. Olsun, pişman değilim, zaten ben bunları anı olsun diye yaşadım :) Bu bir çok farklı bölüme bir yenisini eklemekten ne çıkar dedim ve karşınızda "aptal" kutusunun "akıllı" halinin üzerine yüklenebilen uygulamaların değerlendirildiği Smart TV APPs değerlendirme bölümü. Şimdilik ücretsiz olanlarıyla başladım. Facebook ve LinkedIn'de duyurduğu...