İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
Blog sayfamda albümlerle ilgili yazdığım yazı yok denecek kadar azdır. Müzik dinlemediğimden, albüm satın almadığımdan değil bu durumun nedeni. Okuduklarım farklı türlerde olduğu için, onlarla ilgili yazmak kişisel tercihlerimi pek belli etmez diye düşündüm. Ancak müzik öyle değil. Neyse, bu aralar aldığım dört albümle ilgili yazmasam olmazdı. Şebnem Ferah'ın, en azından benim tarafımdan, uzun süredir beklenen yeni albümü OD ismiyle çıktı. Cem Karaca'nın Nazım Hikmet'in şiirinden bestelediği Çok Yorgunum en beğendiğim şarkı oldu. Vatan hasretinin iliklerinize işlediği şiire Şebnem Ferah'ın sesi çok yakışmış. Albümdeki bu şarkı dışındakilerin söz ve müziği Ferah'a ait. Grup Kızılırmak ile tanıdığım, bir kaç kez konserinde canlı dinleme şansını yakaladığım İlkay Akkaya'nın müzikte 25. yılını kutladığı UMUT adlı albüm, çok etkileyici. Türkülere farklı düzenlemeler getiren, batı sazlarıyla anadolu sazları buluşturan şarkılar da seslendiren Akkaya'nın duru...