Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ışık ve gölge

Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı  çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor. 

Yeraltından Notlar / Fyodor Dostoyevski

Geçen yıl Eylül ayında bloga Çernişevski'nin Nasıl Yapmalı romanıyla ilgili yazdıklarımı   "Bu kitap sonrasına bıraktığım bir diğer önemli Rus yazarın eseri Yer Altından Notlar, okuma sırasının başına geçti. Yer Altından Notlar’ı Dostoyevski’nin Nasıl Yapmalı’ya yanıt olarak kaleme alındığını okudum Güneş Bozkaya’nın notlarında. Aynı bilgi bir çok internet sayfasında da tekrarlanmış."  notuyla bitirmiştim.  Türkçe olarak farklı yayınevleri tarafından yayınlanmış eseri, Can Yayınları'nın Mayıs 2011 tarihli ilk baskısından okudum. Rusça orijinalinden Ergin Altay tercüme etmiş.  Romanla ilgili yazacaklarıma geçmeden Altay'ın çevirisinin, okumayı kolaylaştırdığını belirtmem gerekiyor. Genellikle farklı dildeki sözcüklerin anlamları için konulan çevirmen notunu Altay başka bir boyuta taşımış. Romanda dönem yazarlarına göndermelerden, Dostoyevski'nin diğer eserlerinde açıkladığı kavramlara, hatta Petersburg'un 1860'lı yılların ortalarındaki adres rehberine ...

Rum Memet / Ferhan ŞENSOY

25.11.2006 tarihinde satın aldığım Rum Mehmet'i, kütüphanede unutunca bitirmek bugünlere kısmetmiş. Ortaoyuncular Yayınları tarafından ilk baskısı Mart 2002'de yapılan 205 sayfalık öykü kitabının benim okuduğum Mayıs 2002 tarihli 3. baskısıydı. Fotografa dikkat etmeyenler için kısa bir açıklama yapayım: 25.11.2006 tarihinde İstanbul İstiklal Caddesi'ndeki SES tiyatrosunda Ferhangi Şeyler'in 1588. oyununu izledim. Kitabı, tiyatro binasında satın aldım ve oyundan sonra imzalattım. Kitap ile ilgili ilk not etmek istediğim puntosunun büyüklüğü. Günümüzde kağıttan tasarruf kaygısıyla mıdır, kalınlığı azaltma kaygısıyla mıdır bilmem kimi kitapların puntosu çok küçük oluyor. Rum Memet'in puntosu alışageldiklerimizden büyük. Kitaptaki öykülerin bir bölümü anılardan oluşturulmuş. Şensoy'un otellerde yaşadıklarını anlatan birden fazla öykü var Rum Memet'te. Kitabın 86. sayfasında yer alan "O Zaten Çocukken Pilot Olmak İstiyordu" başlıklı öyküde, aşağ...

Bir Cinayet Romanı / Pınar Kür

Pınar Kür ismini, Asılacak Kadın adlı romanından uyarlanan filmi izleyerek öğrenmiştim. Kendisinden okuduğum ilk roman Bir Cinayet Romanı oldu. İlk baskısı 1989 yılında Can Yayınları tarafından yapılmış. Benim okuduğum Everest Yayınları tarafından yapılan Şubat 2008 tarihli 8. baskısıydı. Farklı bir cinayet romanı. Cinayetin işleneceği romanın başından belli. Aslında cinayet romanında elbette cinayet işlenecek, ancak Kür'ün eserinde ünlü bir yazar, bir şekilde ilişkisi olan insanlara, yazacağı romanda kullanmak üzere günlük tutmalarını ister. Bu günlükleri kullanıp bir cinayet romanı yazacaktır. Bölümlerin başlıklarındaki harfler, yazanların isimlerinin baş harfleri. Neyse, romanı okumamışları düşünerek daha fazla ayrıntı yazmayayım. Ortalarına kadar heyecanla okuyup sonra, tahmin ettiğim gibi mi bitecek düşüncesiyle devam edip, böyle de bitmez ki diye sonlandırdığım bir roman oldu.

Ruh Üşümesi / Adalet Ağaoğlu

Üç cilt halinde yayınladığı anılarını okuyup, yazdıklarının hiç birini okumamış olmam garip bir durumdu. Geç de olsa Ağaoğlu'nun romanlarından bir tanesini okudum. İlk baskısı 1991 yılında İletişim Yayınları'ndan çıkmış. Benim okuduğum Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan, Nisan 2007 tarihli 11. baskısıydı. 119 sayfalık roman, yazar tarafından "Oda Romanı" olarak tanımlanmış. Öğlen yemeğini kalabalık bir lokantada yemeğe niyetli, birbirini tanımayan, kalabalık yüzünden aynı masayı paylaşmak durumunda kalan kadın ile erkeğin hikayesi Ruh Üşümesi. Bir iki saat içinde yaşanıyor her şey. Elbette kahramanların hayal dünyalarının zamanını hesaba katmazsak. Farklı bir teknik denemiş Ağaoğlu bu romanı kaleme almaya karar verdiğinde. Okuması, klasik roman akışına alışmışlar için biraz zorlayıcı. İşin doğrusu bu romanı ilk yayınlandığında edinmiş ama bir türlü ilerleyemeyip bırakmıştım. Okuyucusundan dikkat isteyen romanlardan. Romanın bölümlerine klasik müzik eserleri ...

Damla Damla Günler III 1983-1996, Adalet AĞAOĞLU

Ağaoğlu'nun yayınlanmış günlüklerinin son cildi 1983-1996 yılları arasını kapsıyor. Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan ilk baskısını 2007 yılında yapılan bu son cildin ben Mart 2012 tarihli ikinci baskısını okudum. 831 sayfalık son cildin etiket fiyatı 32 TL. Yazarın "köyün yenisinden derenin büyüğüne" taşınmasıyla başlayan cilt, trafik terörüne uğradığı 22 Temmuz 1996'da bitiyor. 1980 darbesi sonrası özellikle 1983'deki seçimlerden sonra iktidara gelen Turgut Özal dönemiyle birlikte değişen Türkiye ve İstanbul'u Ağaoğlu'nun günlüğünden okuyoruz. 1996'ya kadar yayınladığı eserlerin yazılış sürecine tanıklık ederken dönemin edebiyatçıları arasındaki ilişkileri izlemek de ilginç. Behçet Necatigil anısına verilen şiir ödülünün jürisinde olan Ağaoğlu'nun günlüklerinden dönemin şairlere dair düşünceleri okunabilir.

Damla Damla Günler II 1977-1983, Adalet AĞAOĞLU

1969-1977 yıllarını kapsayan ilk cildini 2007 yılı Mart ayında okumuş olduğum günlüklerin 1977-1983 yıllarını kapsayan ikinci cildini geçen günlerde okudum. İkinci cilt Mart 2012 tarihinde ilk baskısını yapmış. Olası bir yanlış anlaşılmayı baştan düzelteyim. Aslında anıların ilk cildi 2004'te yayınlandıktan sonra 1969-1983 yılları arasını kapsayacak şekilde Damla Damla Günler I - II ve 1983-1996 arasını kapsayacak şekilde Damla Damla Günler III adlarıyla Mart 2007'de yayınlanmış Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle yayınlanmış. Mart 2012'de ise ilk cilt 1969-1977 ve 1977-1983 olmak üzere ikiye ayrılarak yeniden yayınlanmış. Damla Damla Günler II 314 sayfa ve etiket fiyatı 18 TL. Günlük, anı, biyografi gibi kurgu olmayan metinler okumaktan keyif alıyorum. Dönemi başkalarının gözünden okumaktan mıdır başkalarının hayatlarını meraktan mıdır yoksa ikisi birden midir bilemedim. Bildiğim, ne kadar uzun olsa da sıkılmadan okuduğum. Damla Damla Günler II'de 1980 darb...

ölmeye yüz tutan blog

Neden böyle oldu ben de tam anlayabilmiş değilim. Bu durum geçici mi onu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey uzunca bir süredir blog sayfama yazmak isteğimin olmadığı. Zaten yazı sıklığından görülebilen bir durum. Ölü bloglar arasında yerini mi alacak yoksa bir süreliğine uykuya yatıp sonra uyanacak mı zaman gösterecek. Yeniden görüşünceye dek akıl sağlığınızı yitirmemeye çalışın/çalışalım. Böylesi bir dünyada ne kadar mümkünse...