Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Ankara'da 30 Nisan günü meydana gelen depremin merkezi.

30 Nisan 2010 cuma akşamüstü meydana gelen depreme ilişkin yeni bilgiler var. Kandilli'nin sayfasındaki bilgilerde düzeltmeler yapılmışç Öncelikle depremin derinliği 2,9 değil 4 km'ymiş. İkinci olarak depremin meydana geldiği yer olarak Yenimahalle yazılıydı. Bu bilgi Etimesgut olarak düzeltilmiş. Kandilli'nin sayfasındaki enlem boylamı Google Maps'e girdiğinizde karşınıza depremin merkez üssü çıkıyor. Batıkent'e yakın bir yerde meydana gelmiş deprem. Eskişehir yolu ile İstanbul yolu arasında bir yerde. Aşağıda Yeşil Ok ile gösterilen depremin merkez üssü. Ankara'da meydana gelen depremin merkezi neresi diye merak edenlere kolaylık olsun dedim. View Larger Map

Ankara depreminin ayrıntıları belli oldu

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathane'sinin verilerine göre depremin ayrıntıları şu şekilde: Tarih             Saat        Enlem     Boylam       Derinlik     Büyüklük             Yer 2010.04.30 19:36:54      39.9423     32.7575       2.9 -.-       3.5 -.-            YENİMAHALLE

Kontürden kuruşa geçince ilk iş operatörü değiştirmek oldu

1 Nisan'dan itibaren kontürden kuruşa geçildi. Daha önce azaldıkça 150 kontür yüklerdim kaç liraya mal olduğunu, kaç günde bittiğini anlamadan. Kontürden kuruşa geçtikten sonra her konuşmanın sonunda konuşmanın kaç dakika sürdüğü, kaç kuruşa mal olduğunu gösteren mesajlar gelmeye başladı. Televizyonda izlediğim reklamlar, internet sitelerindeki kısa incelemeler sonucu birden farkettim ki ciddi anlamda pahalıya konuşuyormuşum. Aslına bakarsanız cep telefonundan uzun konuşanlardan değilim. Eve gelince telefonumu kapatırım. Buna karşın aylık kontür harcamam 30 lirayı geçiyormuş. Neyse, yarın sabahtan itibaren yeni operatörümde yeni tarifemle aylık 12 liraya 90 dakika konuşacağım. Bu güne kadar verdiğim fazla paraları cahillik primi olarak değerlendireceğim. Zararın neresinden dönsem kardır diyorum.

Güney Kore'de etkileşimli televizyon kullanımına ilişkin bir örnek

Güney Kore, teknolojinin kullanımı konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre Güney Kore e-Devlet uygulamaları konusunda 2007 yılında olduğu gibi birinci sırada yer almıştır. Teknolojinin kullanımının yanı sıra geliştirilmesi boyutunda birçok Güney Kore şirketi dünya çapında pazarlanan ürünlere sahiptir. Hyundai, Samsung, LG gibi şirketler ilk akla gelenler olarak sıralanabilir. Güney Kore’nin e-Devlet konusundaki önderliğine bir katkı da Gangnam bölgesindeki sayısal televizyon tabanlı etkileşimli uygulamanın e-Devlet hizmetlerinde kullanımı eklenmiştir. New York merkezli Intelligent Community Forum (Akıllı Topluluklar Forumu) tarafından 2008 yılında ilk 7 topluluk arasında seçilen Gangnam bölgesi hizmetlerini elektronik ortama taşıma konusundaki çalışmalarında 1995 yılında başlamıştır. 1997 yılında yerel alan ağıyla birbirine bağlı hükümet ofislerine ve kiosklardan vergi ödeme işlemlerinin gerçekleştirilebildiği bir altyap...

Connected TV Summit

Televizyon dünyası yeniliklere gebe. Artan bant genişlikleri, ucuzlayan bağlantı ücretleri (ülkemizde olmasa bile dünyada bağlantı ücretleri düşüyor) ve artan genişbant abone sayısı klasik televizyon yayıncılığının sonunun yaklaştığının habercisi. Geçenlerde mavidizi.com adresinden bahsetmiştim . Takip ettiğiniz dizileri, istediğiniz saatte, istediğiniz günde, reklamsız (mavidizi.com'da bant reklamları dışında reklam yok, gerçi ileride göreceğimiz uygulamalarda büyük olasılıkla farklı formatlarda reklamlara rastlanacaktır), istediğiniz yerinde durdurup tekrar başlatarak izlemek istemez misiniz? Mavidizi.com gibi sitelerdeki diziyi bilgisayar ekranından izleme sorunu yeni gelişmelerle çoktan aşıldı. Yakında başlatılacağı beklenilen IPTV servislerinde televizyona bağlanacak bir kutu (Set Üstü Kutusu - Set Top Box STB) sayesinde televizyon ekranını kullanmaya devam edeceğiz. Televizyon dünyasında Prime Time (en kıymetli saat, reklam bedellerinin en yüksek olduğu aralık) diye bir teri...

Yeni favori sitem: www.ZAYTUNG.com

Zeitung Almanca gazete anlamına gelen bir kelime. Telafuzu zaytung. Aslında tam olarak z yerine tz gibi bir ses çıkartmak gerekiyor. Neyse, şimdi konumuz zeitung'un okunuşu değil. İnternette bir çok haber sitesi var. Bir çoğu içerik açısından yeni bir şey söylemeyen tekrar siteler. Zaytung ise bambaşka bir haber sitesi. Güncel haberler veriyor. Ancak verdiği haberlerin hiç biri gerçek değil. Hatta sitedeki ifadesiyle html kodları bile yalan :)  Sıkıldığınızda bakıp gülümsemeniz için: http://www.zaytung.com

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Hüküm Gecesi / Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Seneler önce okuduğum Yaban'ı saymazsam Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan okuduğum ikinci roman oldu Hüküm Gecesi. 1926'da yazılmaya başlanılan eser, 1927'de yayınlanmış. Roman Osmanlı'nın son dönemine tanıklık eden Ahmet Kerim adlı kurgu karakterin gözünden anlatılıyor. İttihat ve Terakki'nin kabinenin içinde yer almadığı hükümet, sopalı seçim, Hürriyet ve İtilâf'ın kurduğu hükümet, Trablusgarp bozgunu, Uşi Anlaşması, Balkan bozgunu, Bab-ı Ali baskını... Anlatılsa roman olur denilen bir dönem, Hüküm Gecesi'nin tarihsel arka planı.  Romanın başkahramanı Ahmet Kerim'in Yakup Kadri'ye benzerliği dikkat çekici. Öyle ki romanın bir yerinde Ahmet Kerim İstanbul'un Sodome ve Gomore'yi andırdığını söylüyor, ki hepimiz Y. Kadri'nin aynı adlı romanını hatırlıyor. Y. Kadri'nin yaşam öyküsüne baktığımda o tarihlerde, tıpkı Ahmet Kerim gibi, gazetelerde çalıştığını okudum. Kurgu karakterler dışında Ali Kemal, Süleyman Nazif, Rıza Tevfik, Ahmet ...

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Dorian Gray'in Portresi / Oscar Wilde

Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir.  Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.

Kocadağ At Çiftliği Kocadağ Köyü / Havran

Deniz, kum, güneş tatilinden sıkıldıysanız ve Edremit körfezi civarındaysanız size süper bir alternatif: At binmek. Edremit'ten Balıkesir'e giden yol üzerindeki şirin ilçe Havran'ın Kocadağ köyünde bu mekan. Henüz dört yaşında olan iki(z) kızlarımız çok keyif aldılar at binmekten. Altınızda sizden epey güçlü b ir hayvan varken dengede durmaya çalışmak, yorucu bir o kadar da keyifli bir uğraş. Eğer hayatınızda at binmeyi hiç denemediyseniz, emin olun deneyince siz de kabul edeceksiniz, çok şey kaçırmışsınız demektir.    Kocadağ At Çitfliği'nde at binmenin yanı sıra lezzetli mutfağını da deneyebilirsiniz. Mantı, haşlama içli köfte, ızgara köfte ve elbette demleme çay. Fiyatlar derseniz bu konuda ucuz / pahalı yorumu yapmak istemiyorum. Bunun yerine bir kaç seçtiğim ürünün fiyat bilgisini paylaşacağım. Ancak, öncelikle sipariş edeceğiniz yiyeceklerin hepsinin büyük bir özenle hazırlanıp, aynı özenle servis edildiğini belirteyim. Biz mantı, içli köfte, ızgara hellim ve ...

değişiklik

Sabah uyandığımda bugünün de diğerleri gibi geçeceğini düşünmüştüm. Aynı şeyleri yapıp, aynı saatte aynı yoldan döneceğimi eve. Oysa bu gördüğünüz geçidi kullanıyorum bu kez.  Aslında bir kaç sokak değişikliği tek yaptığım. Kim bilir hangi zamanda yapılmış bu saray kompleksinin kenarındaki yapıya düşürdüm yolumu.  Küçük değişiklikler yapmak gerek hayatta. Bazen öğlen yemeği için tercih ettiğiniz mekânı, bazen kalvaltıda yediğiniz zeytini, bazen ise ev - iş - okul arasındaki sokağı.     

Psikopati / Saul Black

Polisiye romanların klişeleriyle dolu, Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz "kahretsin", "aman tanrım", "kahrolası" kalıplarının bolca kullanıldığı çevirisiyle mısır patlağı tadı veren bir kitap Psikopati. Saul Black'ten okuduğum ilk ve büyük olasılıkla son eser. Vaktinizi daha iyi eserleri okumak için kullanmanızı öneririm.