Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Ülkemizde giderek yaygınlaşan kahve dükkanı zincirleri, içecekleri farklı boylardaki bardaklarda sunuyorlar. Zincirden zincire bardak boylarına verilen isimler değişse bile aynı kalan bir özellik var: en küçük boy bardak bile ülkemiz ölçülerine göre büyük. Bu tespitim, sadece bana ait değil. Arkadaşlarımın çoğunun düşüncesi aynı. En küçük boy bardakta (Starbucks'ta tall olarak geçiyor) istediğimizde bile sunulan içecek fazla geliyor. Geçtiğimiz günlerde yeni bir boy fark ettim Starbucks'ta: short . En küçük boy bardak istediğimizde seçenekler arasında sunulmayan short, çocuk boyu olarak adlandırılıyor. İlginç olan, özellikle istemediğiniz sürece bu boyun size hatırlatılmaması. Neyse bu önemli (!) keşfimi sizlerle paylaşmış olayım. Amerika'da yaşamadığımıza göre, alışageldiğimiz kupa-bardak boylarında kahve içebilirsiniz çocuk boy isterseniz...