Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Vakit buldukça yazmaya çalışacağım Viyana gezisine ilişkin notlarımın ilki karşınızda. Öncelikle en çok merak edilenlerle başlayayım. Uçak ile gittim. Varan'ın otobüsleri de gidiyor Viyana'ya. Ancak yol uzun (27 saat sürüyor otobüs ile) ve Bulgaristan için transit vize almak gerekiyor. Gidiş-dönüş bilet 200 € Varan'da, elbette İstanbul'dan. Ben Ankara'dan gidiş-dönüş toplam 215 € vermiş oldum. Önce Pegasus Havayolları ile Sabiha Gökçen havaalanına gittim. Bileti haftasonu internetten alınca sadece vergileri ödedim (40 YTL). Sonra sabaha karşı 04.40'da Sky Europe havayolları ile Bratislava'ya gittim. Bratislava Slovakya'nın başkenti. Buradan otobüsle Viyana 1 saat sürüyor. Dönüş de aynı yolla. Önce otobüs ile Bratislava. Oradan Sky Europe ile İstanbul Sabiha Gökçen ve son olarak Ankara (Pegasus - gene 40 YTL). Sky Europe'un biletini 185 €'ya aldım, ki bu fiyata Viyana otobüsleri, alan vergileri, yakıt harçları dahil. İnternetten alabiliyorsunuz bi...