Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ışık ve gölge

Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı  çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor. 

eski fotograflar

Eski fotografları karıştırırken Ankara kalesine çıkan dik yokuşta çektiğim iki pozu sayfaya koyayım dedim. Hasır sepet ve rengarenk kumaşlar satan iki dükkandan iki fotograf.

Kayseri Erciyes'e tebrikler

Trabzonlu olmadan Trabzonspor'u destekleyenlerden biri olarak kupadan elenmemiz üzüntü verici elbette. Yarı final kuraları çekildiğinde en şanslı kurayı çektiğimiz düşünülmüştü. Rakibimiz Galatasaray'ı eleyerek yarı finale çıkmış olsa bile Fenerbahçe ve Beşiktaş'a göre iyi bir kuraydı. İlk maçın Trabzon'da olmasından mıdır, rakibin beklediğimizden iyi oynamasından mıdır bilinmez penaltı atışları sonucu elendik. Önümüzdeki yıl UEFA kupasında Erciyes'e başarılar.

İnternet - televizyon

Televizyon izleyicisine yeni seçenekler sunulmaya devam ediliyor. Halen yapılmakta olan televizyon yayıncılığını ileride hatırladığımızda ne kadar sıkıcıymış diyeceğimiz günler yaklaşıyor. Joost isimli bir servis, internet ile televizyonu birleştirip yepyeni bir deneyim sunmayı vaadediyor. Joost'un heyecan verici özelliği, sistemin kurucularının önceki projelerindeki başarılarından kaynaklanıyor. Niklas Zennstrøm ve Janus Friis KaZaA ve Skype gibi alanında çığır açan iki uygulamanın kurucularının yeni servisi (hizmeti, sistemi artık adına ne derseniz :) Joost, televizyon deneyimini farklı boyutlara taşıyacak gibi. Sisteme ilişkin ayrıntılar ortaya çıktıkça yeni yazılarla tanıtmaya çalışacağım.

Bir Ömür Yetmez

Ferzan Özpetek 'in son filmini izledik. Filmi izlerken daha önce benzer bir film izlemiştim diye düşündüm. Hatta, daha önce izlediğim film de Özpetek'in bir filmiydi: Cahil Periler. Cahil Periler'deki keyifli toplu yemeklerin benzerlerini Bir Ömür Yetmez 'de de izledik. Elbette bir çok farklılık var iki film arasında. Ancak, ana konu benziyor: İlişkiler, aşk, hemcinse duyulan aşk. Güzel yüzlü insanlarla güzel müzikler eşliğinde güzel mekanlarda çekilmiş bir film. Bu dönem bir çok film gösterime girdiği için belki de, sinemanın küçük bir salonunda yer bulabilmiş kendine. Oysa gösterime gireli fazla zaman olmadı. İzleyicisinin fazla olmasını dilerim.

Artık dikili ağacımız var

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi üyelerinin dikili ağaçları var artık. Bu yıl, kuruluşunun 30. yılını kutlayan şubemiz, küresel ısınmanın, iklim değişikliklerinin konuşulduğu bu günlerde Ankara'nın Hasanoğlan Beldesi'nde 12.000 ağaçlık bir hatıra ormanı oluşturuyor. Fidanlarımızın dikiminin bir kısmını geçtiğimiz pazar günü meslektaşlarımız ve katılımcılarla gerçekleştirdik. Havanın kapalı olması ve zaman zaman yağan yağmur, etkinliğin neşesini bozamadı. Fidanların dikiminden sonra gezilen Hasanoğlan Köy Enstitüsü binası (halen Ankara Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi olarak hizmet veriyor) ayrıca zaman ayrılması gereken bir mekan. Etkinliğe İvriz Köy Enstitüsünde öğrenim gören yazar Mahmut Makal 'da katıldı.

EMO Ankara Şubesi Hatıra Ormanı

Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi bu yıl kuruluşunun 30. yılını kutluyor. Çeşitli etkinliklerin yanı sıra, kalıcı bir eser olarak, hatıra ormanı yapılıyor. Ankara'nın Hasanoğlan beldesindeki alana toplam 12.000 fidan dikilecek. Bu hafta pazar günü ( 1 Nisan 2007 ) düzenlenecek şenlikle fidanların dikimi gerçekleştirilecek. Konu ile ilgili ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz...

Kızıla Boyalı Saçlar, Kostas Mourselas

Yazardan okuduğum ilk kitap Kızıla Boyalı Saçlar . Yunanistan'ın yakın tarihi arka planı oluşturuyor, anlatılan öykü ise (Konstandis Manolopulos adlı kahramanın ağzından anlatılıyor) bir grup arkadaşın zaman içindeki değişimleri. Değişik bir tarz var kitapta. Roman, geri dönüşlerle, birbirinin içine girmiş öykülerle ilerliyor. Kimi yerlede, özellikle anlatılan öyküden çok uzaklaşıldığında, nerde kalmıştık, hatırlayın gibi uyarılar konulmuş. Sürükleyici bir roman olmakla birlikte, çok karakterli ve karakterlerin isimleri birbirine benziyor olması okunmasını zorlaştırıyor: Anargiros, Andigoni, Andoniadhis, Anestis, Aristos, Athanasia, Athina...Yazarda bu isim benzerliklerinin ve karakter çokluğunun sorun olabileceğini düşünmüş olmalı ki kitabın başına Romandaki Başlıca Kişiler adlı bir bölüm koymuş. Romanı okurken yer yer dönüp bakmak gerekiyor, kimdi bu adı geçen diye. Yunanistan yakın tarihini çok fazla bilmem. Albaylar cuntası olarak bilinen bir dönem yaşadığını, ikinci düny...