Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ışık ve gölge

Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı  çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor. 

Yeni blogger

Uzun süredir beklediğim yeni blogger hizmetlerinden yararlanabildim sonunda. Bir süredir blog içerisindeki yazıları kategorilere ayırmaya çalışıyordum. Sayfaya tiyatro yorumu okumak için gelmiş birisinin tüm yorumlara kolayca ulaşmasını sağlamaya uğraşıyordum. Bu amaçla, gönderdiğim yazılara etiketler koyuyordum. Yazının başlığına tiyatroYorum, mekanYorum gibi. Yeni blogger'da bu iş için label konulmuş. Sayfadan seçmeleri konulara göre bölümünde bulabilirsiniz. 2 yıl içinde 32 kitap, 30 film, 15 tiyatro oyunu ve 25 mekan yorumu yazmışım. Teknik yazıları da etiketleyeceğim bir zaman bulduğumda. Keyifli okumalar, iyi bayramlar, iyi seneler...

Cenneti Beklerken, filmYorum

Derviş Zaim'in filmlerini izlemişler için şaşırtıcı bir film Cenneti Beklerken . Serhat Tutumluer ve Melisa Sözen başta olmak üzere güçlü oyunculuklar, İstanbul Kanatlarımın Altında gibi tarihi filmlerle kıyaslandığında başarılı eski İstanbul canlandırmaları, iyi seçilmiş mekanlar, dönemin havasını yansıtan kostümlerle iyi film için gerekli koşullar yerine getirilmiş. Kullanılan müzikler Rahman Altın imzasını taşıyor. Filmin genel havasını destekler nitelikte. 17. yüzyılda Osmanlı (istanbul) ve Anadolu'nun birbirlerinden ne kadar kopuk olduğu, bir yanda hanlar hamamlar içinde yaşanırken diğer yanda alabildiğine sefaletin varlığı vurgulanmış. İnsan hayatının iki dudak arasında olduğu o günlerde insan kalabilmenin zorlukları çarpıcı dille aktarılmış. Filmde ön planda nakkaş Eflatun Efendi'nin yaşadığı aşk ve hayatta kalma mücadelesi varken arka planda nispeten daha adil davranacağını vaadeden Şehzadenin yaşadıkları görülüyor. Belki zorlama yorum olacak ama Şehzadenin kişiliğ...

İvan İlyiç'in Ölümü, Lev Tolstoy

Rus edebiyatının büyük ismi Lev Tolstoy'un 84 sayfalık dev eseri İvan İlyiç'in Ölümü ne zamandır okumak istediğim bir romandı. Ölüm üzerine düşündüğünüz mü daha önce bilemiyorum. Aslında soruda hata oldu biraz. Daha doğru hali ölümün ne olduğuna kafa yordunuz mu olacaktı. Ölümü anlamak beynimiz için çok olanaklı değil bence. Yok olma fikri, artık, en azından bildiğimiz şekildeki bir dünyada, var olmayacağı farketmek kolay değil. Kitap, ölüm, yaşam, yaşam boyu yaptıklarımız, yapmadıklarımız, içimize attıklarımız, onları kusma isteği ama son anda bile bunu yap(a)mamamız, yaşama isteği gibi çok derin konuları 84 sayfaya sığdırmış. Romanı okurken İlyiç'le kendimi kıyasladım ister istemez. Umarım hayatımın son dönemlerini İlyiç gibi geçirmem. Sanırım roman kahramanı kadar ölüme yaklaşmadığım için (o kadar uzun süre bunu düşünecek kadar diye düzelteyim) ölüm, korkutucu gelmiyor. Hatta zaman zaman tüm koşuşturmaların, hengamenin biteceği yer olduğunu düşünüp ölümden öte köy ...

11. Türkiye'de İnternet Konferansı

Türkiye'de internet başlıklı konferansların bu yıl 11.si düzenleniyor Ankara'da. 3 gün boyunca sürecek konferans ile ilgili ayrıntılı bilgiyi buradan alabilirsiniz. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı etkinlikte ilginç olacağını düşündüğüm bir çok sunum/panel var. Vakti olanlara duyurulur.

Prime-time'a elveda mı?

Vestel'in bugün İstanbul'da düzenlediği basın toplantısı ile duyurduğu proje ilgi çekici. Milliyet gazetesinin internet sayfasında konu ile ilgili yazılan haberden kısa bir alıntı: Londra'da Vestel tarafından özel olarak üretilen dijital TV alıcıları ile testine başlanılan yeni BBC kanalı sayesinde izleyiciler, programları yayınlandığı saatte değil izlemek istediği saatte seyrediyor. BBC'nin henüz test aşamasında olan yeni kanalının izleyicileri, TV seyretmek istediklerinde kumandalarını kullanarak karşılarına gelen menüden izleyebilecekleri programı seçiyor ve BBC tarafından gece boyunca üyenin dijital TV alıcısına gönderilen ve cihazın sabit diskinde saklanan programı takip edebiliyor. İsteğe bağlı görüntü (video) olarak çevirebileceğimiz VideoOnDemand adlı teknolojinin biraz daha ileri hali olan Push VideoOnDemand ile abonelerin kutularına (SetTopBox-STB) gönderilmiş olan ve kutunun sabit diskine kayıt edilmiş olan yayınları istedikleri zaman izleyebilecekler a...

No Doubt - Don't speak

Oldukça eski bir şarkı bildiğim kadarıyla. No doubt grubunun bildiğim ve dinlediğim tek şarkısı. Bir çoğumuz için de öyledir : Don't speak. Zülfü Livaneli'nin söylediği Sus öyleme bir şey söyleme artık diye başlayan şarkısını hatırlatıyor sözleri. Süper ses, vurucu sözler, etkileyici müzik. Sözler aşağıda. İngilizce ne yazık ki :( You and me We used to be together Everyday together always I really feel That I'm losing my best friend I can't believe This could be the end It looks as though you're letting go And if it's real Well I don't want to know Don't speak I know just what you're saying So please stop explaining Don't tell me cause it hurts Don't speak I know what you're thinking I don't need your reasons Don't tell me cause it hurts Our memories Well, they can be inviting But some are altogether Mighty frightening As we die, both you and I With my head in my hands I sit and cry Don't speak I know just what you're sayi...

Pardus

Bir süredir sayfamın başlığının hemen altında bir kutucuk görüyorsunuz. Tübitak Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü'nün (UEKAE) hazırladığı Pardus adlı işletim sisteminin tanıtım kutucuğu. Tamamen ücretsiz olarak dağıtılan bu işletim sistemi ile alışık olduğunuz (sıkça kullandığınız) işletim sisteminde yapabildiğiniz şeylerin büyük çoğunluğunu yapabilirsiniz. Üstelik işletim sistemini kurduğunuzda metin yazmak, tablo yapmak, sunum hazırlamak gibi işlerinizde kullanabileceğiniz Open Office adlı Türkçe yazılımın son sürümünü de ücretsiz olarak yüklemiş oluyorsunuz. Elbette bu da ücretsiz. Özellikle kaynak sıkıntısı çeken ülkemizde yüksek lisans bedelleri ödemek ile kopya yazılımlar kullanmak arasında sıkışanlar için oldukça ideal bir çözüm. Hem lisans ücreti yok hem de yasal.