Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Kek, bir dönem her sabah yaptığım bir lezzet. Hatta bir hafta içerisinde beş sabah üst üste kek pişirmiştim. Aslında oldukça basit ve garantili bir formülü var. Üç yumurta, iki bardak un, birer bardak şeker ve süt, bir bardağa yakın zeytinyağı ile bir paket kabartma tozu. Bu malzemelerin dışında koyacaklarınız, kekin lezzetini çok değiştiriyor. Yazıyı bloga eklememin nedeni, geçenlerde bir arkadaşımın yapmış olduğu ve tadı damağımda kalan keki denemem... Yeni Bahar eklenmiş kek ... Yukarıdaki formülün kek haline çevrilmesi için de garantili bir tarif var: Yumurtaları şeker ile birlikte çırpıyoruz. Yumurtaları kırmamız gerektiğini unutmayın :) İyice çırptıktan sonra tüm malzemeyi kabın içerisine ekleyip, ki kalan malzemeleri hatırlarsak: 2 bardak un, bir paket kabartma tozu, bir bardağa yakın zeytinyağı ve bir bardak süt, İşte devreye, bu keki farklı kılan malzemeler giriyor: Bir çay kaşığı tarçın, bir çay kaşığı yeni bahar ve bir avuç ...