Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Erzurum oteli

Erzurum oteli, Ulus'ta Hal yakınında kaderine terk edilmiş durumda. Umarım seçimlerde iş başına gelecek belediye başkanı, bu bölgeyi tarihi dokusunda uygun bir şekilde restore eder. Ulus'ta, Erzurum oteli benzeri birçok tarihi yapı var. 

3 Mart 2014 yaklaşırken belirsizlik sürüyor

Son günlerde blog sayfamın ziyaretçilerinin önemli bir bölümü "İstanbul DVB-T2" kelimesi ile yapılan aramalarla gelenler. Hal böyle olunca hem süreçte neler oluyor, hem İstanbul'da DVB-T2 deneme yayınları var mı sorularını, elimden geldiğince yanıtlamak istedim. İkinci sorudan başlayayım: ANTEN A.Ş. adlı şirket, RTÜK tarafından görevlendirilip Ankara'da DVB-T2 deneme yayınları yaptı. Bildiğim kadarıyla İstanbul'da deneme yayınları konusunda bir hazırlıkları var. Ancak en doğru bilgiye ANTEN A.Ş.'nin web sayfasından ve RTÜK'ün web sayfasından ulaşabilirsiniz.  Gelelim ilk soruya: Yani sayısal karasal televizyon sürecinde neler oluyor? En kısa yanıt : Belirsizlik Sürüyor! Ülkenin siyasetindeki belirsizlik değil bahsettiğim. Aslına bakarsanız 3 Mart 2014'te bir şey olacağı da yok. Peki tarihin önemi ne ve süren neyin belirsizliği? Hemen yazayım: Radyo ve televizyon sektörü çalışanları, özellikle bu sektörün yönetim birimlerindekiler 3 Mart 2...

Ankara Sanat Tiyatrosu: Dar Ayakkabı ile Yaşamak / Duşan Kovaçevic

Ankara Sanat Tiyatrosu Oyunun yazarının soyadını görünce ilk aklıma gelen, bir dönem ülkemize gelen "çeviç" ile biten soyadlarına sahip futbolcular oldu. O zamanlar Drogba yerine Şekerbegoviç, Kovaçeviç gelirdi.  Ankara Sanat Tiyatrosu 'nun sezon oyunları arasında yer alan Dar Ayakkabı ile Yaşamak, kapitalizmin vahşiliğini tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Özelleştirme kapsamında kapatılan bir ayakkabı üretim tesisinde direnen işçiler ve bu işçiler üzerinden, onların ölümü üzerinden kar hesabı yapan bir reality show prodüktörünü konu edinmiş oyun. Sağlam bir medya eleştirisi, the medium is the message sözünün ne anlama geldiğini açıklayan olaylar oyunun değindikleri arasında. Başarılı oyunculuklar ve sade dekor ile sahnelenmiş Dar Ayakkabı ile Yaşamak. İkinci perde biraz aceleye getirilmiş gibi hissettim. Metinde de böyle mi diye merak ettim. Bir de finalde öte dünyada mutluluk mesajı oyunun bütünlüğünü ciddi olarak sarsıyordu. Bunun yerine oyun içinde zaman zaman k...

Digital TV CEE 2014 Etkinliği, 24-26 Haziran 2014, @ Budapeşte

Geçen yıl, Krakow'da düzenlenen Digital TV Orta Avrupa ve Avrasya etkinliğine katılma şansı bulmuştum. Vestel ve SPI International, etkinliğin Türkiye'den katılan şirketleriydi. Bu yıl Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenecek etkinlik, geçen yıl gibi, 3 güne yayılmış. İlk gün, tıpkı geçen yıl gibi, Over The Top Television (OTT TV) konusuna ayrılmış. Etkinliğin taslak ajandasını buradan indirebilirsiniz.  Over The Top TV, IPTV / Kablo TV işletmecileri için bir kabus mu yoksa ağlarını genişletmek için fırsat mı?  Yukarıdaki soru, son yıllarda sıkça soruluyor. Web TV ile IPTV'nin farkını sektör çalışanları çok iyi bilir. OTT'nin hangisine yakın olduğu ndan tutun, IPTV için kapalı bir şebekeye ihtiyaç hala var mı 'ya kadar uzanan sorular ise günümüzde tek yanıtı olan sorular değil. 24 Haziran 2014, bu soruların ve kafalardaki belirsizliklerin giderilmesi açısından önemli bir gün. Digital TV CEE etkinliğinin öncesinde OTT özel gününde bölgenin...

EBU radyo günlerinin ardından

13 Şubat 2014 tarihinde Avrupa Yayın Birliği'nin Cenevre'deki merkezinde Radyo Günleri adlı bir etkinlik düzenlendi. Yazının başlığına bakarak, sadeceozgur demek ki etkinliği izledi , diye düşünmeyin. 1998 yılından bu yana bulunduğum radyo televizyon dünyasında henüz ne EBU'ya, ne ABU'ya ne IBC'ye ne de NAB'e gitme şansı bulamadım. Daha yaşım genç (!), hayat uzun. Bir gün elbette deyip konuya geri dönelim: Yine Yeni Yeniden RADYO! Slogan bana ait. Gerçekten yine ve gerçekten yeni ve son olarak, yeniden RADYO. Yeni radyo çünkü; Uzun yıllardır süren FM radyo yayıncılığında değişiklik olanakları var: RadioDNS , radyonun tek yönlü yapısını değiştirmeye aday. Özel alıcılar ile evimizde ya da akıllı telefona indirilecek bir uygulama ile hep yanımızda taşıyabileceğimiz RadioDNS yayını sayesinde, dinlediğimiz radyo ile birlikte basit video klipleri, etiketleme, favorilere ekleme gibi yenilikler yaşayabileceğiz. DAB+ ile birlikte çok daha yüksek ses kalitesi...

Paris mezarlıkları: Montparnasse Mezarlığı

Müzeler kenti Paris'e ilişkin yazdıklarıma bir baktım, mezarlık yazıları daha çok. Nedendir bilmem, Paris'te mezarlıkları gezmek müzeleri gezmekten daha ilginç geliyor. Bu kez Montparnasse'deyiz. Tour Montparnasse adlı kulenin hemen arkasında yer alan küçük mezarlıkta varoluşçuluğun babalarından Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir'in de mezarları var.   Mezarlığın girişinde küçük levha ile ünlülerin mezar yerleri gösterilmiş.  Sartre ve  Beauvoir aynı mezar taşının altında. Hayatı paylaşan ikilisi, mezar taşını da paylaşmış. Mezarlıkları dolaştıkça hayatın boşluğu ve sonluluğu tokat gibi yüzüme çarpıyor. 

Paris mezarlıkları: Pantheon

Paris mezarlıkları başlıklı ikinci yazım. Aslında Pantheon'a mezarlık demek pek doğru değil. Daha ziyade, anıt mezar. Binanın dışarıdan görüntüsü Roma dönemini ve Washington'daki Capitol Hall'ü hatırlatıyor. Soldaki fotograf Pantheon içerisinde yer alan maketine ait. Binanın içerisindeyken neden maketinin fotografını çektiğimi sorabilirsiniz. Basit ve geçerli bir nedenim var. Dışarıda bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağıyordu ve şemsiyem yoktu. Bu yüzden binanın dıştan fotografını çekemedim. Aslına bakarsanız bu maketin görüntüsü binanın şu anki görüntüsünden daha güzel. Çünkü bir tadilattan geçiriliyor bina. Meşhur sarkaç da yerinde değil mesela. Giriş ücretli ve 7,5 €. Rehberli turlar yapılıyor belli saatlerde. Binanın içerisinde bu rehberli turları bekleyebilirsiniz. Ya da benim gibi yapıp kendiniz gezebilirsiniz. Ücretsiz olarak çeşitli dillerde hazırlanmış broşürler var. Türkçe bu çeşitli diller arasında yok.  Kilise olarak inşaa edilen kilise, devrimin ardında...

geçen ay en çok okunan 10 yazı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yapay zeka, blog yazıları

2004 yılından bu yana devam ediyorum blog yazmaya. Kişisel hayatımda da teknoloji dünyasında da bir çok değişiklik oldu bu süreçte. Zaman zaman ara verdim yazmaya. Blog yazmaya, Türkçe içerikleri çoğaltmak amacıyla başlamıştım. Bugün geldiğimiz noktada ise özgün içerikleri çoğaltmak gibi bir hedef ile devam ediyorum yazmaya.  Bir çok işin yapay zeka araçlarına yaptırıldığı günümüz dünyasında, özgün içerik bulmak zorlaşıyor. İlk başlarda heyecan verici görünen yapay zeka tarafından oluşturulan içerikler, bir noktadan sonra birbirinin kopyası hâline dönüşüyor. Büyük olasılıkla bu sorunu aşacak araçlar da çıkacaktır.  Farklı konularda, yapay tatlardan ari içeriklere ulaşmak isterseniz tek yapmanız gereken SadeceOzgur sayfasına ulaşmak. Bu yazıyla birlikte, bundan sonra yapay zeka destekli hiçbir içeriğin blog sayfamda yer almayacağını duyuruyorum. 

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...

Bozkırdaki Gölgeler (Don Segundo Sombra) / Ricardo Güiraldes

Ricardo Güiraldes, Arjantin edebiyatının önemli isimlerinden birisiymiş. Don Segundo Sombra'yı, Can Yayınları'nın 1983 Ocak tarihli, Siren Tayla ve Vedat Tayyar Erdamar'ın çevirisiyle Bozkırdaki Gölgeler adıyla yayınladığı baskısından okudum. 235 sayfalık romanın sonunda Harriet de Onis'in makalesine yer verilmiş. Genel olarak Arjantin edebiyatı, özel olarak ise Güiraldes ve Son Segundo Sombra'ya dair ilginç bilgiler var makalede.  Romanın konusu Arjantin kırsalında bir gencin yetişkin olma yolundaki serüveni diye özetlenebilir. Kendisine rol model olarak Don Segundo Sombra adlı bir sığır çobanını seçtikten sonra yaşadıkları, düşündükleri ve dönüştüğü karakterini akıcı bir dille kaleme almış Güiraldes. 

Uykusuzluğun nedeni sıcaklar mı?

Başlıktaki soru dışında ne yazabilirim bilmiyorum. 02.20'de uyanık olduğum gece sayısı fazla değil. Kafam yastığa bir karış kaldığında uykuya dalmamla öğünürüm oysa.  Peki bu uykusuzluğun nedeni ne? Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık mı? İzlemeyi çoktan bıraktığım ama Google'ın "harika" algoritması nedeniyle maruz kalmaktan kurtulamadığım haberler mi? Yoksa, Yoks, Yok, Yo, Y.

23 Nisan depreminin ardından

1999 yılında yaşanılan büyük depremin üzerinden 26 sene geçmiş. O günden bu güne her sarsıntının ardından konuşanlar ve konuşulanlar neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul'un depreme hazır olmadığı, kentsel dönüşümün olması gerektiği kadar hızlı ilerlemediği, toplanma alanlarının yetersizliği gibi bir çok eksiklikten bahsediliyor.  1999 Marmara depreminin üzerinden 26 yıl geçti. Aradan geçen yıllarda şehirler büyüdü, nüfus arttı, teknoloji ilerledi. Ancak her sarsıntının ardından dile getirilen endişeler neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul’un olası büyük depreme hazırlıklı olup olmadığı, kentsel dönüşümün yeterince hızlı ilerleyip ilerlemediği ve toplanma alanlarının durumu hâlâ konuşulmaya devam ediyor. Dünkü Deprem ve Kitapçıda Yaşananlar Dünkü depremi kızımla birlikte bir AVM’deki kitapçıda yaşadık. Kahvelerimizi içiyor, etrafımızda 23 Nisan sevincini yaşayan çocukları izliyorduk. Ancak bir anda her şey değişti. Sarsıntı başladığında insanlar hızla dışarı çıkmaya çalıştı. Çocukl...

Boğaz'da erguvanlar

İstanbul’un baharı, erguvanların açmasıyla başlar. Boğaz’ın yamaçlarında, morun en güzel tonlarıyla süzülen bu ağaçlar, kente özgün bir hava katar. Erguvanlar, sadece doğanın değil, şehrin ruhunun da bir parçasıdır. Peki nedir bu erguvan? Erguvan ( Cercis siliquastrum ), Akdeniz iklimine özgü, ilkbaharda mor-pembe çiçekler açan bir ağaçtır. Anadolu'da yüzyıllardır bilinen bu ağaç, hem mitolojik hem de kültürel anlamda derin semboller taşır. İstanbul Boğazı çevresinde doğal olarak yetişen ender türlerden biridir. Erguvanın İstanbul’daki Yeri Erguvan, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar pek çok dönemde İstanbul’da zarafetin ve geçiciliğin simgesi olmuştur. Rivayetlere göre Bizanslılar erguvanı imparatorlukla özdeşleştirirken, Osmanlı’da "erguvan cemiyetleri" adı verilen bahar eğlenceleri düzenlenirmiş. Osmanlı döneminde saray mensupları, Boğaz kıyılarındaki yalılarından erguvanların açmasını izler, bu manzarayı şiirlerle ölümsüzleştirirdi. Erguvan Nerelerde Görülür? ...