Ana içeriğe atla

Kayıtlar

yürüyen merdiven

Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu.  Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı.  Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu.  Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı.  Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim.  Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...

19 temmuz yaklaşırken

19 Mayıs 2008'de uygulanmaya başlayan sigara yasağı, 19 Temmuz 2009'da kapalı alanların tümünü içine alacak şekilde genişleyecek. Sigara dumanından çok rahatsız olan birisi olarak bu yasağı destekliyorum. Yasağın sigara içenlerin hayatını zorlaştıracağı bir gerçek. Belki bu zorluğun da katkısıyla sigara içmekten vazgeçenlerin sayısı artar. Umarım ki yasanın uygulaması, 15 Mayıs'ta yürürlüğe giren bölümünün uygulamasından daha sıkı takip edilir. Bir yıldan fazladır alış veriş merkezlerinde yasak sigara içmek. Ancak Ankara'daki bir çok alışveriş merkezindeki kafe-restaurantlarda sigara içiliyor.

blog yazılarında geçici durgunluk

Sayfamı ziyaret edenler, güncellenme sıklığında azalmayı fark etmiştir. Ay başına düşen yazı sayısı da son dönemde azaldı. Blog yazmanın güzelliklerinden birisi bu aslında:. Tembellik hakkı. Sanırım bir süreliğine bu hakkımı kullanacağım. Sayfam kapanmış, ölü bir blog değil. Yeni yazılar gelene kadar arşivdekileri okuyabilirsiniz :)

Çekmecelinin yeni çeşitleri

Geçen hafta yazmıştım çekmecelinin, yani Ülker'in napoliten çikolatasının antep fıstık dolgulusu çıkmış diye. Ülker'in web sayfasında fındık ve bademli türlerinin de üretildiğinden bahseden bir yazı görmüştüm. Sonunda bademli ve fındıklı çekmecelilerle de karşılaştık. Henüz tüm marketlerde bulunmuyor. Yakında yaygınlaşır umarım. Yaz ayları yaklaşırken, fazlalıkların kıyafetlerin altına gizlenemecek olmasının getirdiği endişe ile diyetlere hız verildi. Diyetlerin baş düşmanlarından olan tatlılara dayanamıyorsanız, tek tek kağıda sarılı küçücük çekmecilerden bir tanesi tatlı isteğinizi giderecektir.

Yeni lezzet: Antep fıstık dolgulu çikolata

Ülker'in yıllardan beridir çıkardığı çikolatalardan birisi, benim ve birçoklarının çekmeceli olarak adlandırdığı, Napoliten'dir. Bir kutu içinde, iki sıra halinde ayrı ayrı kağıtlara sarılı 8 tane çikolatadır Napoliten. Benim ve birçoklarının tabiriyle çekmeceli. Çekmeceli, sadece sütlü olarak piyasadaydı. Bugün görüp aldığım Antep fıstık dolgulusu, günün güzel sürprizi oldu. 52 gr'lık paket içerisinde 8 tane çikolata var gene. Ülker'in web sayfasında bu yeni ürünün fotografını aradım ancak bulamadım. Buradaki haberi görünce paket olarak farklı dolgulularla da karşılaşabileceğimizi düşündüm. Haberde anlattığına göre 2 yıl süren araştırma geliştirme süreci sonunda napoliteni 4 farklı lezzetle birleştirmişler. Kurban bayramında piyasaya sunulan bu dört lezzet: A ntep fıstığı, badem, fındık ve kahve kreması. Bakkallarda görmeye başladığım Antep fıstıklı napolitenin kutulanmış hali. Belki ileriki günlerde diğer çeşitleriyle de karşılaşacağız...

Erzurum - 2

Bir zamanlar ticaretin merkezi durumundaki kent son yıllarda azalan nüfusu ve daralan iş hacmiyle eski hareketli günlerini arıyor. 360.000 kişinin yaşadığı yazılı kentin girişindeki tabelada. Palandöken dağındaki kayak tesisleri turizmi canlandırmış bir ölçüde. Özellikle 2011'de kentte düzenlenecek Üniversiteler Kış Oyunları/Olimpiyatına yönelik beklenti büyük. Kentin merkezindeki tarihi yapıların durumu içler acısı. Selçuklular'dan kalma Çifte Minareli Medrese'nin minarelerindeki ince işçilik zamanın yıkıcılığına yenilmek üzere. Kente daha önceki ziyaretimin üzerinden 10 yıldan fazla geçti. 10 yıl önceki durumunu bile koruyamamışız ne yazık ki. Kale deseniz, kendi haline ve kaderine terk edilmiş. Avlusunda bir takım kazılar yapılmış ancak o da bakımsızlığın tüm izlerini taşıyor. Çifte Minareli Medrese'nin kapısında görevli bile yok. Yurt dışında tarihi eserlere ne kadar iyi bakıldığını gören birisi olarak eserlerimizin hali içimi daha bir acıtıyor. En üstte yer alan ...

doğru tahmin ettiniz: Erzurum - 1

Reklamcılar gibi merak uyandırayım dedim. Gerçi cağ kebabı ve kadayıf dolması deyince anlaşılmıştır nereden bahsettiğim. Geçtiğimiz haftasonu Erzurum'daydım. İki toplantı arasında kalan zamanda bir kaç (100 kadar :) fotograf çektim. Fotograflar arasından seçtiklerimi picasa'ya koydum. Bağlantısını yan tarafa ekledim. Eskiler derler ya yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat diye. Ben biraz tersten başlayacağım anlatmaya. Yediğim ve içtiğimden :) Ankara'da Oltu Cağ Kebabı diye bildiğimiz yatık döner olarak da adlandırılan kebabın mucidi (kendisi öyle diyor) Erzurum'da yaşıyor. Yandaki fotografta, dükkanını ziyaret eden ünlülerin yer aldığı panonun önünde görüntülediğim Kemal Koç, Tortum'lu. Kebabın adı da Meşhur Tortum Cağ Kebabı. Tortum ve Oltu Erzurum'un ilçeleri. Mekanda yufka ekmeği ile birlikte servis edilen cağ kebabının adedi (cağı) 4.5 TL. Normalde iki cağ doymaya yeter diyebilirim. Duvarda 28 ve 30 cağ yiyerek rekor kıranların fotografları, müşte...