Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Bir dizi halinde yayınlamayı düşündüğüm makalemi yakında çıkacak EMO Ankara Şubesi bülteninde okuyabilirsiniz. İletim teknolojisinin gelişmesi bir çok sektör gibi yayıncılık sektörünü de etkiliyor. Çevirmeli ağ ile 14.4 kbps hızındaki bağlantılar kullanıldığı dönemlerde, geniş bant ağ bağlantısı makul fiyatlara inip yaygınlaştığında bu ağ üzerinden birçok yeni servisin olanaklı hale geleceğini makalelerden okurduk. Ülkemizde geniş bant ağ bağlantısının ücreti makul seviyelere geldiği tartışılır, ancak yaygınlaşmaya başladığı bir gerçek . Geniş bant erişim ve gelişen sıkıştırma teknolojileri ile gerçekleştirilebilir hale gelen servislerden birisi internet protokolü televizyonu ya da bilinen adıyla ipTV’dir. Makalede, ipTV’nin teknolojisinin ayrıntılarına girmeden genel olarak tanıtılması amaçlandı. İlerleyen bölümlerde görüleceği üzere özellikle ülkemizdeki duruma ilişkin gözlemlere yer verildi. ipTV konusunun ayrıntılarına girmeden önce, sektörde yaşananlara gözatmakta yarar var: Ip ...