Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Saatler ve iç saatler

Geçtiğimiz haftasonu saatler bir saat geri alındı. Kağıt üzerinde yapılan bu değişiklik insanların ve kedilerin iç saatlerini geri almak daha uzun sürecek. Hayatın dayattığı zorunluluklar, iş-ev-iş döngüsü, insanın iç saatini daha hızlı kurarken bu tür insani zorunluluklardan uzak kediklerin saat ayarlaması ne zaman olacak belirsiz. Evimizi paylaştığımız Zeytin Bey, sabahları güneşin doğuşuyla uyandırma servisi görevini yerine getiriyor. Böyle bir talebimiz olmasa bile, her sabah -ki buna haftasonları da dahil- güneşin doğuşuyla miyaaaav serenatı ile uyandırılıyoruz. Eskiden 07'ye denk gelen günün aydınlanması şimdi 06'ya denk geliyor. Zeytin açısından değişen bir şey yok. O gene güneşe göre hareket ediyor :) Neyse, gülü seven dikenine Zeytoşu seven miyavına katlanacak.

Söke Un ile evde ekmek yapımı

Bilen bilir. Oldum olası evde bir şeyler pişirmeyi severim. Eskiden, evde yaptıklarımın tariflerini verdiğim sayfam bile vardı. Hala oradan kimi tarifleri bloga taşıyorum. Evde ekmek yapma denemelerimiz genellikle hüsranla bitiyordu. Söke Un 'un hazır ekmek karışımlarıyla tanışıncaya kadar. 7 tahıllı un karışımını denedik evde. Normal fırında kutunun üzerindeki tarife uyunca, marketlerde satılan ekmek görünümünde ama çok daha lezzetli ve ağır ekmeğimiz oldu. Tarifte fırına vermeden önce hamurun üzerini su veya süt ile ıslatmak öneriliyor. Biz sütü tercih ettik. Denemenizi öneririm...

İklimler, filmYorum

Nuri Bilge Ceylan, Türk sinemasında kendine ait dile sahip yönetmenlerden birisi. Kasaba, Mayıs Sıkıntısı ve Uzak isimli uzun metraj filmlerinden sonra İklimler 'i merakla bekliyordum. Açıkçası daha iyi bir film bekliyordum Uzak'ın ardından. Öncelikle oyunculuklarla ilgili bir iki satır yazayım. Nuri Bilge Ceylan, oyunculukta yönetmenlikte kadar başarılı olamamış. Ebru Ceylan (Bahar) (Nuri Bilge Ceylan'ın gerçek hayattaki eşi ve filmdeki sevgilisi), rolünde başarılı. Nazan Kesal de rolünün hakkını veriyor. Filmin ilk mevsimi (yaz) çiftin arasındaki sorunları anlatışı bakımından yetersiz. Özellikle yemek sahnesi inandırıcılıktan uzak, çok yapay. Sonbahar ve kış, yaza göre daha doyurucu anlatımlar içeriyor. Uzun sekanslar, film zamanı ile gerçek zamanın yer yer örtüşmesi Ceylan sinemasından alıştığımız özellikler. İsa'nın (Nuri Bilge Ceylan) çizdiği karakterin en belirleyici özelliği olan (elbetteki bence) bencilliği iyi vurgulanmış. Özellikle, Serap (Nazan Kesal) ile ya...

Yalnız Değilsin, Ersin Toker

Yalnız Değilsin, yazar Ersin Toker tarafndan yazılmış, yayına hazırlanmış demek daha doğru belki de. Kaçak elektrik ile mücadelesi nedeniyle sürgüne gönderildiği Şanlıurfa'da katledilen meslektaşımız elektrik mühendisi Hasan Balıkçı'nın yaşam öyküsü yazar tarafından kaleme alınırken, dava süreci resmi belgelerle ortaya konulmuş. Kitabın kurgusu bu iki metnin iç içe geçirilmesiyle oluşturulmuş. Eserin sonunda dava süreci boyunca yazılarıyla sürece destek veren gazetecilerle yapılan söyleşilere ve Hasan Balıkçı anısına açılan deftere düşülen notlara yer verilmiş. Kitabın sonunda vurgulandığı gibi cinayeti işleyen tetikçi ve azmettirici yakalanıp ceza almış olsalar bile olayın diğer boyutları üzerindeki giz perdesi kaldırılamamış. Yıllardır kangren haline dönüştürülmüş, elektrikteki kaçakların nasıl olupta engellenemediğini görmek için Yalnız Değilsin'i okumak gerekiyor. Elektrik Mühendisleri Odası'nın sürekli vurguladığı konuların somut kanıtları kitapta ortaya konulmuş...

Köpek-Kadın-Erkek, tiyatroYorum

40'lı yaşlarında, bekar, tek başlarına yaşayan bir kadın ve erkeğin birlikte yaşama çabalarının bir yılını konu alan oyun, 100 dakikalık tek perde olarak sahneleniryor. 3 oyuncunun yer aldığı ve Oda Tiyatrosu'ndaki Köpek-Kadın-Erkek , günümüzde gittikçe daha sık karşılaştığımız, kariyer sahibi, karşı cinse ihtiyacı olmadan yaşamaya alışmış/alışmaya çalışan kadın ve/veya erkeğin bu çabasında nereye kadar başarılı olduğunu/olabildiğini irdeliyor. Son on dakikasına kadar sıkmadan mantıklı bir çizgide ilerleyen oyunun son on dakikası ile ilgili fazla bir şey yazmak istemiyorum. Çünkü son on dakikasında olanların oyunun genel gidişi ile açıklanabilir yanı yok. Karakterlerin 90 dakika boyunca ortaya konuluş şekline bakan izleyici son 10 dakikadakileri çözemiyor. En azından ben çözemedim. Oyunu izleyen okyucularımın yorumlarını merak ediyorum. Benime ve sizlerle paylaşmalarını rica ediyorum. Son bir hatırlatma Oda tiyatrosunda oyunlar 18.30 'da başlıyor. Diğer sahnelerde 20'de...

Kahve Evi, mekanYorum

Kahve, Türk kültüründe önemli bir yere sahip. Dünya mutfaklarında Türk Kahvesi olarak bilinen bir pişirme yöntemi var olsa bile ülkemizde kahve yetişmiyor. Türk kahvesi olarak içtiğimiz genellikle Brezilya'dan ithal arabica cinsi çekirdeğin çok ince çekilmesi ile elde ediliyor. Hepimizin bildiği üzre toz haline gelmiş kahve, cezvede kaynamaya yüz tutana kadar pişiriliyor. Yazımın amacı kahvenin nasıl yapıldığı konusunda ahkam kesmek değil. Dünyanın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren zincir kahvecilerin ülkemize de gelmeleri ile artan kahve talebi beraberinde yıllardır bu işe gönül vermiş yerli firmalarımıza yeni olanaklar sunuyor. Kocatepe Kurukahvecisi Meşrutiyet caddesinin başındaki dükkanında 1949'dan bu yana (o yıldan beri aynı yerinde mi bilemiyorum) hizmet veriyor. Kahve dışında kuruyemiş ve içki satışının da yapıldığı dükkanın biraz ilerisinde Nurettin Bey Kahve Evi , kahveyi keyife dönüştüren bir mekan. Dünyanın dört bir yanından farklı lezzetleri bir araya toplayan...

Yeni Yayın Teknolojileri

Etkileşimli TV, IPTV ve İsteğe Bağlı Video alt başlıklı Yeni Yayın Teknolojileri semineri vereceğim bu haftasonu Cumartesi günü (21 Ekim 2006). Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 'nde vereceğim seminere katılmak için Telefon: (0312) 231 44 74 / (Dahili 128) Faks: (0312) 2321088 E-posta: ankara@emo.org.tr Adres: NECATİBEY CADDESİ NO:102 MALTEPE ÇANKAYA - ANKARA

geçen ay en çok okunan 10 yazı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yapay zeka, blog yazıları

2004 yılından bu yana devam ediyorum blog yazmaya. Kişisel hayatımda da teknoloji dünyasında da bir çok değişiklik oldu bu süreçte. Zaman zaman ara verdim yazmaya. Blog yazmaya, Türkçe içerikleri çoğaltmak amacıyla başlamıştım. Bugün geldiğimiz noktada ise özgün içerikleri çoğaltmak gibi bir hedef ile devam ediyorum yazmaya.  Bir çok işin yapay zeka araçlarına yaptırıldığı günümüz dünyasında, özgün içerik bulmak zorlaşıyor. İlk başlarda heyecan verici görünen yapay zeka tarafından oluşturulan içerikler, bir noktadan sonra birbirinin kopyası hâline dönüşüyor. Büyük olasılıkla bu sorunu aşacak araçlar da çıkacaktır.  Farklı konularda, yapay tatlardan ari içeriklere ulaşmak isterseniz tek yapmanız gereken SadeceOzgur sayfasına ulaşmak. Bu yazıyla birlikte, bundan sonra yapay zeka destekli hiçbir içeriğin blog sayfamda yer almayacağını duyuruyorum. 

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...

Bozkırdaki Gölgeler (Don Segundo Sombra) / Ricardo Güiraldes

Ricardo Güiraldes, Arjantin edebiyatının önemli isimlerinden birisiymiş. Don Segundo Sombra'yı, Can Yayınları'nın 1983 Ocak tarihli, Siren Tayla ve Vedat Tayyar Erdamar'ın çevirisiyle Bozkırdaki Gölgeler adıyla yayınladığı baskısından okudum. 235 sayfalık romanın sonunda Harriet de Onis'in makalesine yer verilmiş. Genel olarak Arjantin edebiyatı, özel olarak ise Güiraldes ve Son Segundo Sombra'ya dair ilginç bilgiler var makalede.  Romanın konusu Arjantin kırsalında bir gencin yetişkin olma yolundaki serüveni diye özetlenebilir. Kendisine rol model olarak Don Segundo Sombra adlı bir sığır çobanını seçtikten sonra yaşadıkları, düşündükleri ve dönüştüğü karakterini akıcı bir dille kaleme almış Güiraldes. 

Uykusuzluğun nedeni sıcaklar mı?

Başlıktaki soru dışında ne yazabilirim bilmiyorum. 02.20'de uyanık olduğum gece sayısı fazla değil. Kafam yastığa bir karış kaldığında uykuya dalmamla öğünürüm oysa.  Peki bu uykusuzluğun nedeni ne? Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık mı? İzlemeyi çoktan bıraktığım ama Google'ın "harika" algoritması nedeniyle maruz kalmaktan kurtulamadığım haberler mi? Yoksa, Yoks, Yok, Yo, Y.

23 Nisan depreminin ardından

1999 yılında yaşanılan büyük depremin üzerinden 26 sene geçmiş. O günden bu güne her sarsıntının ardından konuşanlar ve konuşulanlar neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul'un depreme hazır olmadığı, kentsel dönüşümün olması gerektiği kadar hızlı ilerlemediği, toplanma alanlarının yetersizliği gibi bir çok eksiklikten bahsediliyor.  1999 Marmara depreminin üzerinden 26 yıl geçti. Aradan geçen yıllarda şehirler büyüdü, nüfus arttı, teknoloji ilerledi. Ancak her sarsıntının ardından dile getirilen endişeler neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul’un olası büyük depreme hazırlıklı olup olmadığı, kentsel dönüşümün yeterince hızlı ilerleyip ilerlemediği ve toplanma alanlarının durumu hâlâ konuşulmaya devam ediyor. Dünkü Deprem ve Kitapçıda Yaşananlar Dünkü depremi kızımla birlikte bir AVM’deki kitapçıda yaşadık. Kahvelerimizi içiyor, etrafımızda 23 Nisan sevincini yaşayan çocukları izliyorduk. Ancak bir anda her şey değişti. Sarsıntı başladığında insanlar hızla dışarı çıkmaya çalıştı. Çocukl...

Boğaz'da erguvanlar

İstanbul’un baharı, erguvanların açmasıyla başlar. Boğaz’ın yamaçlarında, morun en güzel tonlarıyla süzülen bu ağaçlar, kente özgün bir hava katar. Erguvanlar, sadece doğanın değil, şehrin ruhunun da bir parçasıdır. Peki nedir bu erguvan? Erguvan ( Cercis siliquastrum ), Akdeniz iklimine özgü, ilkbaharda mor-pembe çiçekler açan bir ağaçtır. Anadolu'da yüzyıllardır bilinen bu ağaç, hem mitolojik hem de kültürel anlamda derin semboller taşır. İstanbul Boğazı çevresinde doğal olarak yetişen ender türlerden biridir. Erguvanın İstanbul’daki Yeri Erguvan, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar pek çok dönemde İstanbul’da zarafetin ve geçiciliğin simgesi olmuştur. Rivayetlere göre Bizanslılar erguvanı imparatorlukla özdeşleştirirken, Osmanlı’da "erguvan cemiyetleri" adı verilen bahar eğlenceleri düzenlenirmiş. Osmanlı döneminde saray mensupları, Boğaz kıyılarındaki yalılarından erguvanların açmasını izler, bu manzarayı şiirlerle ölümsüzleştirirdi. Erguvan Nerelerde Görülür? ...