Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
Bir kaç ay boyunca sabah ve akşam Galata Köprüsü ile Unkapanı - Atatürk köprüsü üzerinde yürüyünce farklı bir sonuç beklemek pek kolay değildi. Günün neredeyse her saati her iki köprünün üzerinde balık tutanları gördüm. Vejetaryen olmaya karar vermem, bu balıkçıların oltalarında ya da olta iğnesinden çıkıp asfaltın üzerinde can çekişen balıkları görmem sonrasına denk geldi. Geçtiğimiz senelerde vegan beslenmeyi denemiş ancak üç ay sonunda pes etmiştim. Vejetaryen beslenmeyi ne kadar sürdürebilirim emin değilim. Kokoreçten kelle paça çorbaya, ciğer kebaptan kuzu pirzolaya her türlü kırmızı et, tavuk, hindi, balık, deniz kabukluları... Diyeceğim o ki dışarıda pişen her türlü et ürününü zevkle tüketen birisiydim. Her şeyin bir vakti olduğuna inanıyorum. Vejetaryen beslenmenin de vakti gelmişti bence...