Ana içeriğe atla

Kayıtlar

tarkan barlas etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ışık ve gölge

Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı  çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor. 

Kir, Tarkan Barlas

Neredeyse iki yıl olmuş Huzursuz Ruhlar 'ı okuyalı. Hala aklımda kitaptaki hikayeler. Birbiriyle bir şekilde bağlantılı öykülerden oluşan değişik bir kitaptı. Tarkan Barlas ile tanışmamı sağlayan Huzursuz Ruhlar 'ın ardından Kir'i okudum. Şubat 2012 tarihli birinci baskısı Everest Yayınları'ndan çıkmış. 200 sayfalık roman neredeyse tek oturuşta okunuyor. Kir, günümüz İstanbul'unda geçiyor. Kentin, hep bir yerlere koşturan beyaz yakalılarından, reklam piyasasında çalışan Sadık Bey'in etrafında gelişiyor olaylar. Türlü takıntıları olan, çevresiyle çok ilişki kurmayan birisi Sadık. Birbirinden bağımsız görünen karakterler (Hazım, Zeynep) roman ilerledikçe Sadık'ın yaşamına karışıyor. Roman, ortasından sonra tarz değiştiriyor. Eski hikayeler, yenilerine karışıyor. Sonlara yaklaştıkça sonuç nasıl bağlanacak diye düşünürken, Barlas tüm kurguyu topluyor ve ortaya gene aklımda uzun süre yer edecek bir roman çıkıyor. Kir'de sınıflar arası mücadele sınıf atla...

Huzursuz Ruhlar, Tarkan Barlas

Tatil, beklediğimden kısa sürdü :) 14 Şubat'ta tatile çıkartmıştım blogu. 10 gün dayanabilmişim. Blogu tatile göndermeme neden olan durumlarda değişiklik yok. Benim bakışımda değişiklik yok. Tek değişen kafamda bir soruya bulduğum geçici yanıt. Soru şuydu: İleride kızlar  ülkede dünyada bunlar bunlar olurken sen tutmuşsun şu kitabı okudum, bu filme gittim, bilmem nerede bilmem ne yedim nefisti, diye incir çekirdeğini doldurmayan yazılar yazmışsın. Yuh sana. derlerse onlara ne yanıt vereceğim? Bulduğum geçici yanıtı bu sayfada paylaşmayacağım. Soruyu neden paylaştım madem yanıtını vermeyecektim :) Bu tatile çıkmayı bir şekilde açıklamış olmak istedim belki de. Neyse uzattım çok. Bir çekirdek doldurmayacak yazıya, çekirdek doldurmayan uzun giriş oldu... Huzursuz Ruhlar, Everst yayınlarından çıkmış bir öykü kitabı. Tarkan Barlas'ın ilk öykü kitabı. Ocak 2008'de ilk baskısını yapmış. Sonradan yeniden basıldı mı bilemiyorum. Kitapta 15 öykü var. Öyküler çarpıcı, rahatsızlı...