Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Şubat 2016'da yazmıştım blogda, hammaddesinden çikolata yapımı diye. Bugün dönüp okuduğumda, gereksiz uzun ve artık geçerli olmayan bilgilerle dolu olduğunu gördüm. Son dönem yaptığım çikolataları tattırdığım arkadaşların beğenileri üzerine, güncel bir tarif yayınlayayım dedim. Üşenmediğim bir gün, tarifin aşamalarını fotoğraflayıp bu yazıya ekleyeceğim. Aşamaların fotograflarını ekledim, ölçü soran da çok oldu. Ona da yanıt vereyim hemen. Ev yapımı çikolatamızın, aşağıda ayrıntılarını vereceğim, malzemeleri basit: Kakao yağı, toz kakao ve fındık. Son olarak tatlandırıcı niyetine kullanacağımız bal/pudra şekeri. Üç ana malzemenin ağırlığı aynı. Erimiş haldeki kakao yağı (aşağıda anlatıyorum nasıl eritileceğini), toz kakao ve çekilmiş fındık... Hepsi aynı ağırlıkta. Son yaptığım tarifte 75'er gram olarak tarttım. Şeker, biraz keyfe kalmış. Gene son yaptığım tarifte, 100 grama yakın olarak ölçtüm, eklediğim sıvı hale getirdiğim balı. Şimdi malzemeleri sıralayarak başla...