İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
"Mekân" etiketli yazı yazmayalı epey zaman olmuş. Hem burayı yazmalıyım dediğim yer çıkmıyor karşıma, hem de sadece mekân yazan bloglar var ve bu işi çok iyi yapıyor. Muhtemelen gereksiz girişin ardından buyurun Cafe de Pizza'ya. Web sayfalarında, 2010 senesinden bu yana hizmet verdikleri yazılı . Adından da anlaşıldığı üzre, pizza konusunda iddialılar. Mekânda, pizza ile ilgili bir yarışmada alınan gümüş madalya sergileniyor. "Gerçek İtalyan pizza"sı yapıyorlar ama diğer pizzalarla İtalyan pizzasının farkını sormayın bana, bilmiyorum. İnce sayılabilecek hamur üzerine, özenle seçilmiş malzemelerin konulduğu, kenarında hamur çerçevesi olmayan bir pizzaydı yediğim. Menü, pizza ve makarna çeşitleriyle zengin. Makarnalarını da kendileri üretiyormuş. Makarnalardan tadına baktıklarımızı çok beğendik. Menünün ayrıntılarına bakabilirsiniz. Tatlı olarak, gene kendilerinin yaptığı, profiterol ve cheesecake yedik. Profiterol kolayca yapılabileceği düşünülen an...