Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
Okuduğum Murphy, Ayrıntı yayınlarından çıkmış. Uğur Ün, Fransızca ve İngilizce metinleri birlikte kullanarak dilimize çevirmiş. Bendeki baskısının tarihini bilemesem bile 4 Haziran 1995 öncesi olduğuna eminim. 178 sayfa. Beckett denildiğinde akla ilk gelen eser Godot'u Beklerken oluyor elbette. 1906 yılında İrlanda'da doğan Beckett, Godot'u Beklerken adlı oyunu 1948 yılında yazmış, Fransızca olarak. Seneler önce, sanırım 1996 yılında, ODTÜ Oyuncuları sahnelediğinde izlemiş ve çok beğenmiştim oyunu. Hayatımızın, tıpkı oyundaki karakterler gibi, gelip gelmeyeceği - hatta varolup olmadığını bile bilmediğimiz - Godot'ları bekleyerek geçtiğini düşünmüştüm. Gene aynı senelerde hediye olarak verilen Murphy adlı romanı ise bir türlü bitirememiştim. Bu yarım bırakışın arkasında farklı nedenler olsa bile sonuç değişmiyordu, yarım kalmış bir şey vardı geride/ortada. Yarım kalanları bitirmeden, ilerlemek pek olası olmuyor. Farklı kitaplar girse de araya, ister istemez, zam...