Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Malumunuz, "basın" olarak akredite edilmiş bir şekilde IBC fuar / konferansına hazırlanıyorum bir yandan, diğer yandan günlük hayat telaşları. St James parkı / Londra Dün, kısa süreceğine inanarak gittiğim bir doktor kontrolünden, ufaktan endişelendiğim ancak çok üzerime konduramadığım, bir hastalığın sahibi olarak ayrıldım. Okuyanları daha fazla merakta bırakmayayım: Parkinson hastasıymışım. Paris / Passy yakınlarında bir köprü. Peki nedir bu parkinson? "Parkinson hastalığı yavaş ilerleyici nörodejeneratif (beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden) bir beyin hastalığıdır. Peki bu ne anlama gelir? Parkinson hastaları teşhis konduktan sonra 20 yıl veya daha fazla süre bu hastalıkla yaşamlarını sürdürecektir. Ancak bu bu hastalık ile birlikte yaşam kalitesinde değişim olmayacağı anlamına gelmez. Hastalığın ortadan tamamen kaldırılmasına veya önlenmesine yönelik bir tedavi henüz olmadığından, sizi tedavi eden doktorlar şu anda Parkinson hastalığının b...