Ana içeriğe atla

Kayıtlar

orhan kemal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ışık ve gölge

Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı  çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor. 

Murtaza / Orhan Kemal

Cumhuriyet'in ilk seneleri, henüz çok partili sisteme geçilmemiş. Ebedi Şef İsmet Paşa'nın liderliğinde CHP'nin tek parti iktidarının son seneleri yaşanıyor. Trakya göçmeni, Balkan Savaşı sırasında şehit düşen Hasan dayısının kanını taşımanın gururu ve onun gibi zabit olamamanın hüznünü bir arada yaşayan Bekçi Murtaza'nın yaşam mücadelesini anlatıyor Murtaza adlı romanında Orhan Kemal, asıl adıyla Mehmet Raşit Öğütçü.  Geçenlerde Cihangir'de bir arkadaşım ile görüşmeden dönerken Orhan Kemal müzesinin önünde buldum kendimi. Defalarca önünden geçmiş ancak hep bir yerlere yetişme telaşından, gezme fırsatı bulamamıştım. Orhan Kemal'i oğlu Işık Öğütçü tarafından kurulan ve ayakta tutulan bir özel müze, Orhan Kemal Müzesi. Kadir Has Üniversitesi'nde çalıştığım günlerde Cibali'nin arka sokaklarında Orhan Kemal Sokağı'nı ve yazarın bir dönem yaşadığı evi görmüştüm. Müzenin görevlisinin verdiği bilgilere göre Cibali'deki ev, yazarın ailesi ile birlikte ki...

Cemile / Orhan Kemal

Orhan Kemal bugüne kadar okumadığım yazarlarımızdandı. Cemile'nin Nisan 1958 yılında yapılan ikinci baskısını sahaftan satın aldım. Varlık yayınlarından çıkmış ikinci baskısı da. İlk yayınlanış tarihi 1952. Çukurova'da hayata odaklanmış bir roman Cemile. Romana adını veren Cemile, Boşnak göçmeni bir genç kız. Babası Malik ve abisiyle birlikte yaşıyorlar. Buna yaşamak denirse elbette. 12 saatlik fabrika mesaisinden artan zamanda uyumak, ev işlerini yapmakla geçen bir ömür. 12 saatin karşılığı da üç otuz para.  Roman, sadece Cemile ve ailesinin hayatını anlatmıyor. Fabrikanın iki ortağı üzerinden dönemin sonradan görmelerine, eğitimsiz olup paralı olmanın getirdiği güç ile iktidar kurma heveslerine de değiniliyor.  152 sayfalık roman, bol diyaloglarla ilerliyor. Uzun karakter tahlillerine ihtiyaç bırakmıyor bu özenle yazılmış diyaloglar. Karakterlerin ağızlarından özellikleri belli oluyor. Edebiyatta bu tarzın bir adı vardır herhalde ancak ben edebiyat üzerine bir eğitim al...