Ana içeriğe atla

Kayıtlar

nihal yeğinobalı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

yürüyen merdiven

Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu.  Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı.  Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu.  Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı.  Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim.  Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...

Gazel / Nihal Yeğinobalı

Gazel, Nihal Yeğinobalı'dan okuduğum ikinci roman. Belki Defne adlı romanı ile ilgili yazdığım notlara göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.  1940'lı yılların İstanbul'unda, boğazın Anadolu yakasındaki hayali Mirgânköy koyundaki  geçiyor hikâye. Romanda o kadar inandırıcı tarif edilmiş ki  Çengelköy ile Kandilli arasında böyle bir yer var mı diye harita uygulamasına baktım, yokmuş :) " Bakireyim de ondan " cümlesi ile başlıyor roman. Adalet Ağaoğlu'nun Bir Düğün Gecesi romanındaki "İntihar etmeyeceksek içelim bari!" cümlesi gibi vurucu bir başlangıç. İlk cümlenin ardından, cümlenin kurucusu ve romanın baş kahramanı diyebileceğimiz Serap'ı ve hemen ardından ablası Zerrin'i tanıyoruz. Bu kısa tanıtım yazısında okuma keyfinizi bozacak bilgiler vermeyeceğim elbette.  Can yayınlarından Nisan 2007 yılında yapılmış, 208 sayfalık ilk baskısını okudum.  Çarpıcı bir final içeren, dönemin İstanbul'undan bir kesit sunan, iyi kurgulanmış bi...

Belki Defne / Nihal Yeğinobalı

Türk edebiyatının güçlü kalemlerinden birisi Nihal Yeğinobalı. Belki Defne, yazarın yakın tarihte yayınladığı romanın adı. Romanın benim okuduğum kopyası ile ilgili bilgileri paylaşamıyorum ne yazık ki, aslında ne mutlu ki. Romanı geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğim İstanbul seyahatinde, okumaya fırsat bulursam diye bavula koymuştum. Daha İstanbul'a gittiğimin ikinci gününde roman bitmişti bile. Seneler sonra görüştüğüm ve kızlarının adı Defne olan arkadaşlarıma hediye edeyim diye düşündüm, ancak unuttum. Kısmet gene senelerdir görüşmediğim ve bu uzun ayrılığın artık bitmesi gerektiğini düşünüp harekete geçmem sonucu görüştüğüm bir arkadaşımınmış. Umarım benim kadar keyif alarak okur. Gelelim romana. Yeğinobalı, 1970'lerin İstanbul'unda, aslında Kadıköy / Moda civarlarında geçen bir hikaye anlatıyor bizlere. Açılışında kahramanlardan birisinin öldüğünü öğreniyoruz, aradan yıllar geçmiş elbette. Kadın kahraman, bir dönem ilişkisi olup olmadığını bilemediğimiz, ancak ke...