Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
Murat Kefeli ismini duymamış olabilirsiniz. Ben de geçen çarşambaya kadar duymamıştım. Cumhuriyet gazetesinde kendisi ve yeni çıkan kitabı Anne Neden Ben ile ilgili haberi okuyunca ilk fırsatta kitabını aldım. Deyim yerindeyse bir solukta okudum. Kitap ile ilgili söylenebilecek çok şey var. Tek cümle ile özetlemek gerekirse: herşeye karşın yaşama tutunma azmi alkışa değer. Yazar, öz yaşam öyküsünü anlatmış 316 sayfada. Okuyanın içini burkan bir hastalığa tutulmuş. Önce psikiyatrik olduğunu düşünmüş doktorlar ve fiziksel olan hastalığını tedavi etmeye çalışmışlar. Sonra, nöropatinin nadir bir türüne tutulduğunu farketmişler. Kulakları işitmez olmuş, ardından gözleri görmemeye başlamış. Bu süreçte hep mücadele etmiş hayatla. Yapabileceği işler bulmuş. Kulakları az duymaya başlayınca bilgisayarla haşır neşir olmuş. Web sayfası tasarlamayı öğrenmiş. Ciddigeyik.com adlı bir site kurmuş. Son bulduğu kitap yazmak. Anne Neden Ben , Kefeli'nin ilk kitabı. İkincisinin yolda olduğu yazıl...