Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
2019 senesinin son günlerinde bloga eklenen Seçilmiş Kişi adlı romanın devamı olan Maviyi Toplamak'ı sonunda bitirdim. Lois Lowry'nin romanı, dörtlemenin ikincisi. 205 sayfalık romanın çevirisini Duygu Kayadelen yapmış. Arkadaş Yayınevi'nin Arkadaş Gençlik dizisinden çıkan eseri 2005 tarihli ilk baskısından okudum. İnternetteki kitap satış sitelerinden baktığımda Seçilmiş Kişi, Maviyi Toplamak, Mesajcı ve Oğul adlı dört romandan oluşan serinin Mesajcı dışındaki üçünü okudum. Maviyi Toplamak'ı okumadan Seçilmiş Kişi ve Oğul'u okumanın yeterli olacağını düşünüyorum. Maviyi Toplamak'ın kasvetli bir havası var. Bir gençlik romanı için fazla kasvetli. Konusundan bahsetmek gerekirse; dışa kapalı, bir konsey tarafından yönetilen, çoğunluğu mutsuz ve sefalet içerisinde yaşamını sürdürmeye çalışan insanın arasında özel yeteneklere sahip bir kaç çocuğun öyküsü denilebilir. Yönetici konseyi kim seçmiş, insanlar neden onların kurallarına uyuyor, herşeyin yok olmasına seb...