Ana içeriğe atla

Kayıtlar

knut hamsun etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ışık ve gölge

Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı  çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor. 

Victoria / Knut Hamsun

Açlık 'ın ardından Hamsun'dan okuduğum ikinci eser, Victoria oldu. Tur Yayınları'nın 1979 yılında yayınladığı baskısından okudum. Behçet Necatigil dilimize çevirmiş. Norveç'li yazar Hamsun'un 119 sayfalık kısa romanı bir aşk hikâyesi.  Aslında klasik bir konu, hatta bir dönem yerli filmlerin senaryosu: zengin kız - fakir oğlan, ailelerin isteklerine karşı koyamayan gençler ve mutsuz bir ömür. Fazla karamsar gelmiş olabilir son yazdığım cümle. Oysa Hamsun'un romanı karamsar değil, daha ziyade gerçekçi. Olmayacak düşler, sahte umutlar yok.  Romandan kısa bir alıntı ile bitireyim bu notları: "Evet, neydi aşk? Güllerin arasında esen bir rüzgâr, hayır, kanda bir sarı fosforlaşma. Hattâ ihtiyarların gönüllerini bile danslara uyandıran, cehennem sıcağı bir müzikti aşk. Yaklaşan gecelere açılan bir margarite benziyor, bir soluk karşısında kapanıveren, bir el değdi mi soluveren bir şakayıkı andırıyordu. Böyleydi aşk. Aşk bir insanı yere yıkabilir, onu t...

Açlık / Knut Hamsun

160 sayfalık kısa romanın yazarı, ilk kez okuduğum ve okumakta geç kaldığım yazarlar listesinden: Knut Hamsun. Norveçli yazar ile bu kadar geç tanışmam üzücü. Neyse, geç olsun güç olmasın diyelim ve gelelim Açlık adlı romana. Benim okuduğum Behçet Necatigil'in çevirisiydi. Çevirmenin şair oluşu romana neler kattı acaba diye düşünmeden duramadım. Bu arada kitapta belirtilmemiş ama muhtemelen Hamsun romanının Türkçe çevirisi, İngilizce çevirisinden çevrilmiş. Bu çevirinin çevirisi konusu bambaşka ve epey çetrefilli. Japonca ve Rusça yazılmış romanlarda da rastlamıştım. Aslında Almanca, İngilizce ve Fransızca dışındaki dillerde yazılan eserlerin ortak kaderi belki. İnsanın içine işleyen bir roman olan Açlık'ı  Varlık Yayınları tarafından 1993 yılında yapılan 7. baskısından okudum . Elimden bırakmayacağımı düşünsem gece başlamazdım. Size önerim, geç saatte okumaya başlamayın, uykusuzluk iyi bir şey değil. Romanda tarif edilen şehir ve şehir hayatı, kiralık odalar-fakirlik-...