Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
2019'un sonlarında belirlediğim 12 yazarın kitaplarından okumaya devam ediyorum. Fena Halde Leman 'ın ardından, Kurt Kanunu , Venüs, Bir Aile Tarihçesi, Bir Yaşamöyküsü ve Beyaz Kale adlı romanları okudum. Listedeki sırayı takip etmediğimi fark etmişsinizdir. Bu kez klasiklerden birisi ile devam ettim, Turgenyev'in Babalar ve Oğullar... Malûmunuzdur, klasik eserleri farklı yayınevleri basıyor. Gene bir çoğunuzun bildiği üzere, 70 yıl süresi var, telifin korunmasına dair. Bu sürenin nasıl hesaplandığını merak ediyorsanız buraya bakabilirsiniz... İvan Sergeyeviç Turgenyev 3 Eylül 1883 senesinde vefat etmiş. Babalar ve Oğullar, yazarın en bilinen eseri. Benim okuduğum Melih Cevdet Anday'ın çevirisi ile Adam Yayınları'nca basılan Ekim 1993 tarihli, Adam Yayınları'nın ilk baskısı. İç kapaktaki bilgilere göre, Babalar ve Oğullar'ın Türkçe ilk baskısı 1974 yılında yapılmış. 1861 senesinde yazılan romanın benim okuduğum baskısı 205 sayfa. Romanın başına M...