Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
Bundan yaklaşık 100 yıl önce (1928) yazılmış bir romanı okurken, günümüzde de değişen çok az şey var diyor olmak ne kadar acı. Paris'te geçen roman, sağlam bir kapitalizm eleştirisi. Otomobili oluşturan süreçleri, bölümler halinde işlemiş Ehrenburg. Otomobilin doğuşu, yürüyen bant, otomobil lastikleri, bir şiirsel arasöz, benzin, borsa ve yollar başlıklı bölümlerden oluşan Otomobilli Yaşam aslında tam roman sayılmaz. Şemsa Yeğin çevirisiyle 1984 yılı Oda Yayınları'ndan çıkan romanın başında yazarın notu şöyle diyor: Bu kitap bir roman değil, zamanımızın bir güncesidir. Kahramanlar birer düş ürünü olmadığı gibi, öykü de, yazar tarafından uydurulmuş değildir. Ancak yazar, kahramanlardan hernagi birinin resmi açıklamalarına bağlı kalmaktana, bu kişilerin hareletlerini kendi açıklamarıyla yansıtmayı seçti; böyle bir seçim yapabilme hakkını kendinde bulmaktadır. Tür olarak, belgesel roman diyebileceğimiz Otomobilli Yaşam, 2000 yılında Ve İnsan Otomobili Yarattı adıyla yeniden T...