Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Büyük Çekişmeler / Bilim Tarihinden Seçilmiş On Tartışma Hal Hellman Çeviri:Füsun Baytok Bilim tarihi ilginç tartışmalarla geçmiş. Bu tartışmaların bir bölümü bilim adamları arasında, bir bölümü ise bilim adamları ile din adamları arasında yaşanmış. Kitap, Papa VIII. Urban ile Galileo arasındaki tartışma ile başlıyor. Yazar, kronolojik sıra izleyerek oluşturulduğu on bölümde, bilim tarihi açısından önem taşıyan on tartışmaya yer vermiş. Bölümler birbirinden kopuk değil. Aslında böyle bir şey beklemek de pek doğru değil. Çünkü bilim çevresi aynı ve bir tartışmada taraf olan bilim adamları (özellikle eski dönemlerde bilim adamlarının bir çok farklı alanda çalışma yaptığı düşünüldüğünde) başka tartışmalarda da taraf olmuşlar. Bu tartışmaları yapan kişilerin kısa özgeçmişlerine de yer verilmiş kitapta. Bu sayede onları tartışmaya iten sebepler de görülebiliyor. Kişilerin yalnızlıkları, hırsları, dönemin koşulları, tartışmalardaki destekçiler sonuçlar üzerinde etkili olmuş. Bilim adaml...