Ana içeriğe atla

Kayıtlar

futbol etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Rangers - Fenerbahçe maçı devre arası yorumlarım

Blogumda futbola dair yazı sayısı fazla değil. Böylesini ise ilk kez deniyorum. Saat itibariyle 14 Mart 2025'e girdiğimiz bu dakikalarda, İstanbul'da 3-1 kaybettiği maçın rövanşında en az iki farklı galibiyet arayan Fenerbahçe'nin ilk yarısını 1-0 önde bitirdiği maçın devre arasına dair görüşlerimi kayda geçiriyorum. İlk yarıyı tek cümle ile özetlemem gerekirse, iyi oynamasak da golü bulduk, derdim. Rangers'ın oyunun kontrolünü elinde tuttuğu, arada kalemizde tehlikeli pozisyonlara girdiği, bizimse bir türlü organize ataklar geliştiremediğimiz bir ilk yarı izledik.  İkinci yarıda, uzatmalara gitmek için iki farklı galibiyet şart. Başka bir ifade ile, gol yemeden en az bir gol daha bulmalıyız. Talisca ve El Nesri gibi her an skora katkı yapabilecek oyuncuların olduğu Fenerbahçe, bunu başaracaktır.  Maç sonu yorumlarımı da sıcağı sıcağına kaydedeceğim. 

emekli günlerinde futbol

Ogün Hoca ile TRT'de TRT'de son çalıştığım birim TRT Spor'du. Futbolu oynamayı, basketbolu ise izlemeyi seven birisi için, sabahtan akşama futbolun konuşulduğu yayınlarda, rejide teknik yönetmenlik yapmak zor olmuştu ilk günlerde. Zamanla alıştım, sonraları sevmeye başladım. Haftalık rutinlerle tekrar eden bir döngü, futbol maçları. Sıradan hayatlarımıza heyecan katan bir alışkanlık. Hele maçlara gidenlerdenseniz, arkadaşlarla paylaşılan ortak hedeflerin mutluluğu... Bir seneye yaklaşan emekli günlerimde futbol izlemeye devam ediyorum. Bu kez süper lig maçları değil, canlı izlediklerim. TRT Spor'un yayınladığı birinci lig maçlarını takip ediyorum. Altay, Göztepe, Sakarya... Bir zamanlar süper ligde top koşturan bu takımlar artık birinci ligde mücadeleye devam ediyorlar.  Eyüpspor açık ara süper lige doğru yol alıyor. Bu sene lige veda etmesi muhtemel İstanbulspor'un yerine gene bir İstanbul takımının gelecek olması üzücü. Bu gidişle süper lig, bölgesel lige dönüşece...

Trabzonspor

2006 yılından bir anı Yarım asırlık ömrümde kendimi bildim bileli Trabzonspor'u destekledim. Hangi takımı tutuyorsun sorusuna verdiğim yanıtın ardından hemen Trabzon'un neresinden sorusunun gelmesine alıştım. Oysa ne Trabzonluyum ne de üniversiteyi Trabzon'da okudum. Belki renklerine, belki İstanbul takımlarına kafa tutmasına vuruldum. Son üç haftadır üst üste gelen yenilgilerin ardından soranlar oluyor sosyal medyadan, ne düşünüyorsun diye. Kişiye özel mesaj yazmak yerine buraya not düşeyim, daha kalıcı olsun dedim. Öncelikle bir tespit yaparak başlayacağım. Trendyol Süper Lig'de 2023-2024 sezonunda 20 takım yer alıyor.  Fenerbahçe,  Galatasaray,  Beşiktaş,  Kasımpaşa,  Başaksehir, Karagümrük, Pendik ve Istanbulspor yani ligin neredeyse yarısı İstanbul takımı.  Özellikle hafta ortasında da maçların oynandığı yoğun fikstür,  seyahatin etkisini arttıran bir etmen. Ayrıca deplasman sayılan maçları aslında bir kaç mahalle ötedeki statlarda gene kendi tara...

bir kez daha o sene bu sene olsun

24 Şubat'ta yazmıştım son olarak, o sene bu sene olsun diye, ki o yazıma da bir önceki yazımı hatırlatarak başlamıştım. Tıpkı bu yazıma başladığım gibi. Şubat sonunda Avrupa kupalarında bir sezonda üçüncü elenişimizin ardından, öze dönüş çağrımı yinelemiştim. Bu kez Türkiye kupasından da elenip ligde de hiç bir iddiamızın kalmadığının ispatı, Kasımpaşa'dan iki gol yediğimiz günün sabahında yazıyorum: öze dönelim. Dünkü maça dair yazacak hem çok şey var, hem de hiçbir şey yok. Kalecimiz dışında tel tel dökülen bir takım ve kenar yönetimi izledik 90 dakika boyunca. Dün maçın spikeri ilginç bir bilgi vererek başladı yayına. İşin doğrusu bu sezon takımı yakından takip etsem bile fark etmediğim hatta TRT Spor'da çalıştığım dönemde programlarda yorumcu olarak katkı sunanlardan da duymadığım bir bilgi: bu sezon tüm lig maçlarına farklı 11'ler ile çıkmışız. 26 maçın hiçbirisinde 11 aynı olmamış.  Abdülkadir Ömür ve Eren takımda en çok koşan ve en az fayda sağlayan iki isimdi, b...

O sene bu sene olsun önerimi yeniliyorum

29 Aralık 2022 tarihinde yazmıştım. Tam zamanı, o sene bu sene başlıklı yazımda,  " Şampiyonlar Ligine katılamadık. Avrupa Liginden elendik. Geriye kupa 3'te devam için play-off oynamak kaldı. Ligde Fenerbahçe galibiyeti ile umutlansak bile Karagümrük hezimeti, yeşeren umutları söndürdü. O zaman, bu sene o sene demenin tam zamanı." diye yazmıştım. Dün oynanan maçtan sonra kupa 3'te de yokuz. Şampiyonluk sonrası sezonda kadroyu bu kadar bozup başarı beklemek pek gerçekçi değildi zaten. Bir de  Andreas Evald Cornelius'un takımı bırakması,  Edin Višća'nın sakatlığı,  Marek Hamšík ve  Uğurcan Çakır'ın formsuzluğu eklenince bu seneden beklentiler kayboldu. En azından benim bir beklentim kalmadı.  Peki, bu beklentisizlik senede takımda köklü değişiklikler yapıp, maliyetleri azaltıp, gençlere, öz kaynaklara dönmek doğru olmaz mı? 

Galatasaray - Trabzonspor maçı öncesi

Maçın başlamasına 15 dakika kadar var. Yazıyı yayınladığımda belki ilk düdük çalınmış olacak. Kağıt üzerinde bakıldığında 11 maçtır puan kaybetmeyen bir Galatasaray ve karşısında, son deplasman galibiyeti üzerinden aylar geçmiş, son 3 deplasmanda toplam 11 gol yemiş bir Trabzonspor.  Kadrolara baktığımızda, özellikle yedek kulübelerini kıyasladığımızda Galatasaray'ın önemli üstünlüğü görülüyor.  Ancak ben maçı kazanacağımızı, Trabzonspor olarak elbette, düşünüyorum. Sebebi ise temelde hava ve saha koşulları. Trabzon'dan alışık olduğu fırtınalı havada ilk yarıyı önde ya da en azından gol yemeden kapatabilirsek, maçı kazanacağımıza eminim diyebilirim. Bu yazıyı, maçın sonucu ne olursa olsun, silmeyeceğim.  Skor tahminim ise Galatasaray 1 Trabzonspor 3 Bu arada fotoğraf Djaniny için... Yolu açık olsun, takıma katkısı için teşekkürler...

Tam zamanı - O sene Bu sene

Şampiyonlar Ligine katılamadık. Avrupa Liginden elendik. Geriye kupa 3'te devam için play-off oynamak kaldı. Ligde Fenerbahçe galibiyeti ile umutlansak bile Karagümrük hezimeti, yeşeren umutları söndürdü. O zaman, bu sene o sene demenin tam zamanı. Madem geçen sene şampiyon olan takımı bozduk, bu sene kurduğumuz takımın bir şey yapabileceği olanaklı görülmüyor... Tam neşter vurma anıdır bence... Sahada istediği topları alamayan ve bu yüzden verimsiz görülen Maxi Gomez ve geldiğinden beri istikrar tutturamayan Umut Bozok başta olmak üzere maliyeti yüksek katkısı düşük tüm oyunculardan kurtulmanın tam zamanı... Öze dönüp altyapıya bakmanın, çevre illerin alt Lig takımı kadrolarını değerlendirmenin tam zamanı... Bütçeyi artıya geçirip borçları azaltmanın, takımı finans kuruluşlarının cenderesinden kurtarmanın tam zamanı... Bunu başarabilecek bir ruh var Trabzon şehrinde.... Tek gereken "o sene bu sene" diyebilecek bir irade....

Dünya Kupası 2022 - son

  Bir kez daha tahminlerimde yanıldım. Hem üçüncülük maçında hem final maçında kaybeden ülkelerin kazanacağını öngörmüştüm. Üçüncülük için Hırvatistan'ı şanslı görenler çoğunluktaydı. Ancak finali Fransa'nın kazanacağını tüm yorumcuları söylüyordu. Ben Arjantin'in kazanmasına sevindim. Mbappe'nin kupa tarihinin en golcü ismi olacağını düşünüyorum, eğer sakatlık gibi talihsizlikler yaşamaz ise. Sonuçta dört senede bir düzenlenen organizasyonun sonuna gelindi. Katar'da görevli giden arkadaşların anlattıklarına göre son derece iyi işleyen bir sistem kurulmuş. Para sorunu olmayınca çölün ortasına neler kuruluyor şaşmamak elde değil. Yeniden lige döneceğiz. Yoğun bir program futbolseverleri bekliyor. Hafta arası maçlarının da oynanacağı haftalar, bakalım kimin şampiyonluğu ile sonuçlanacak...

Dünya Kupası 2022 - 8

Dünya kupası serüveninin sonuna yaklaştık. Artık final ve üçüncülük maçları kaldı geriye. Daha önce de yazdığım gibi, en yakın takip ettiğim bu sene düzenlenen turnuva oldu.  Kısaca üçüncülük maçına dair tahminlerimi paylaşayım. Final için ayrıca bir yazı paylaşacağım.  Hırvatistan ve Fas arasındaki mücadele pek keyif vermeyecek ne yazık ki. Fas, açık ve kazanmaya dönük oynuyor. Hırvatistan ise daha ziyade oynatmamaya odaklandı turnuva boyunca.  Kim üçüncü olur derseniz ben Fas'ın kazanacağını düşünüyorum. 

Dünya Kupası 2022 - 7

İnsanın içinde o istek olmayınca, ne kadar çaba harcasa da olmuyor. Futbol ile ilgili yazmaya karar verdiğimde de biliyordum aslında ama her hafta olan maçlar, çevremdeki insanların 90 dakikayı yüzlerce dakika boyunca konuşması... Cazip geldi bana da.  Dünya Kupası - 6 başlıklı yazımda finali Fransa ile Fas oynar diye yazmışım. Hatta bir önceki paragrafta yarı finalde Fransa Fas karşılaşır dedikten sonra... İLGİ olmayınca bİLGİ de olmuyor. Zaten bİLGİ 5 harfli ve bu 5 harfin dördü İLGİ'den oluşuyor.  İtiraf ediyorum ki ilgim yok futbola.  Madem başladım dünya kupası yazmaya, yarı final maçlarına dair tahminlerimi de paylaşayım.  İstesem de istemesem de işim gereği yakından takip ediyorum turnuvayı. Yarı finale kalan 4 takımın tümünü birden fazla kez izledim. Bu gözlemlerime dayanarak her iki maçın da kıran kırana geçeceğini belirterek başlayayım. Ancak her iki maçın da ilk yarılarında sonuçlanacağını düşünüyorum. Birbiriyle çelişen iki yorum olduğunu düşünmeyin, maçl...

Dünya Kupası 2022 - 5

Çeyrek final eşleşmeleri tamamlanmadan önce 4 Aralık tarihli yazım, futboldan anlamadığımın kanıtı olarak arşivlerde yerini aldı. Aslında, biraz üşengeçlikten biraz da kendimi güvenceye alma niyetiyle ne çeyrek finallere kimler çıkar tahmini yapmamıştım. Doğrudan yarı final ve finale dair beklentilerimi paylaşmıştım. Ancak Fas, benim yarı finalde Fransa'nın rakibi diye yazdığım İspanya'yı saf dışı bıraktı. İspanya - Fas maçı öncesi pas mı Fas mı diye yorumlar varmış. Kazananı penaltı atışları belirlese de pas, gol atmak için yeterli olmadı. Şimdi herkes İspanya'nın gruptaki son maçında aldığı sonucu tartışıyor. Dün en çok sevinen ikinci ülkenin Almanya olduğuna eminim. Portekiz'de Ronaldo'nun yedek olacağı bilgisini ilk duyduğumda fark olur şimdi dedim. Bu kez tahmininde yanılmadım. Özellikle genç oyuncuların kendisini gösterme şansı olarak gördüğünü inandığım İsviçre maçında yıldızlaşması, zamanı gediğinde kenara çekilmenin gerekliliğini gösteriyordu. Bu arada Port...

Dünya Kupası 2022 - 4

Çeyrek final eşleşmeleri belli oluyor. Buraya yazmasam bile son 16 maçlarında hatalı tahmin ettiğim bir maç olmadı. Hatta Hollanda - ABD maçında sadece kim turu geçeri değil, maçın skorunu da bildim. Belki tutturdum diye yazsam daha doğru olur 🤔 Son çeyrek finalistler henüz netleşmedi. Ben çeyrek finali es geçip yarı final eşleşmeleri ve final ile kupa tahminlerimi yazayım... Yarı final maçları: Arjantin - Brezilya Fransa - İspanya Final maçı: Brezilya - Fransa Kupa sahibi : FRANSA ... Hem MBapve (Okunduğu gibi yazdım) gibi yıldız(aday)ları hem oturmuş sistemi hem de kupa tecrübesi ile şampiyonluğun en büyük adayı Fransa bana kalırsa. Portekiz'in yarı finale çıkamayacağını düşünüyorum. Hatta çeyrek finali de göremezlerse benim için sürpriz olmaz. İsviçre'yi son 8'de hayal etmek zor değil. Katar'da dünya kupasının maç dışı görüntülerini izlerken hep bir film seti olduğu hissi oluştu bende. Avrupa kentlerinin o seneler içinde oluşturduğu yaşanmışlık duygusunu sadece stad...

Dünya Kupası 2022 - 3

Bir kez daha herkese bol futbollu, keyifli oyunlu bir gün diliyorum. Grup maçlarının sona ereceği bugün Brezilya ve İsviçre ile Portekiz ve Uruguay'ın son 16'ya kalacağını tahmin ediyorum. Tahminlerimin en azından yarısının tutacağına garanti veriyorum :) Belki bilmeyenler olabilir düşüncesiyle hemen ekleyeyim, Brezilya ve Portekiz son 16'yı garantiledi zaten. Futbol izlemeyi sevmeyenler için TRT 2'nin akışını takip etmelerini öneririm. Birbirinden önemli yönetmenlerin filmleri dublajsız olarak ekrana geliyor...

Dünya Kupası 2022 - 2

Bir kez daha tahminlerimde yanıldım. İşin doğrusu bu kez aklımdan geçeni değil olması muhtemeli yazmıştım. Yanıldım, Almanya grup aşamasında kupaya veda etti. Hatta Kosta Rika'yı yenememiş olsa İspanya da gruptan çıkamayacaktı. Artık grup maçlarının sonuncularına geldi sıra. Sonrasında şampiyonluk yolu çizilmiş olacak... Tablo netleşince, maçlar oynanmadan önce kendimce doldurduğum hâlini sizlerle paylaşacağım. Bakalım bu kez ne kadar tutacak tahminlerim...

Dünya Kupası 2022

Aklıma gelen ilk dünya kupası 1986 senesinde Meksika'da düzenlenen. Oysa 1982'yi de hatırlayacak yaştayım ama nedense o kupa hiç iz bırakmamış belleğimde. Kupa Meksiko, kupa Meksiko diye şarkısı bile kafamın içinde çalıyor bu yazıyı hazırlarken.  Ömrü hayatımda, Türkiye'nin üçüncü olarak bitirdiği 2002 senesi de dâhil olmak üzere, en yakından takip ettiğim kupa Katar 2022 oluyor. İşim gereği sürekli yorumcuların anlattıklarını dinliyorum. Sanırım bu durumun bir sonucu, artık evde otururken de TRT Spor ya da TRT 4K dışında bir kanal izlemez oldum. Teknik etiketli yazılara ara verdim gerçi ama bu 4K ile ilgili gözlemlerimi aktarmadan duramayacağım.  TRT 4K kanalında 2160p Advanced Audio Coding olarak yapılan maç yayını ile TRT 1'deki 1080i HD yayını eş anlı olarak izleme şansınız var. Eğer bir teknoloji marketine giderseniz oradaki görevliden rica ettiğinizde, iki televizyonda 4K ve HD'yi yanyana görebilirsiniz. Benim evimdeki televizyonun ekranı devasa değil,  43...

Ankaragücü - Trabzonspor maçının ardından

Takımın, Bakasetas ve Trezegeut olmadan gol yollarında ne yapabileceğini merak ediyordum. Ankaragücü maçı sayesinde merakımı giderdim. Sahaya sürülen 11 ile pek bir şey yapamıyormuş. Dünkü rakibimiz maça iyi hazırlanmış. Oyuncular ikili mücadelelerde güçlüydü. Yusuf Yazıcı'nın yakaladığı bir kontratak pozisyonu dışında heyecan veren, gol olmayınca, böyle de vurulur mu diyebileceğimiz tek bir an hatırlamıyorum. Pozisyon olmadan golün olabilmesi ise mucizeye kalıyor. Geçen seneye göre kadroda yaşanılan değişiklikler, böylesi rakiplerle dolu bir ligde kafaya oynamaya olanak tanımıyor. Trabzonspor'u senelerdir tutan ve takım hakkında düzenli yazmaya yeni başlayan birisi olarak bu yılı kupalar yılı olarak görmek gerektiğini düşünüyorum. Lig maçlarına önümüzdeki sezonların Trabzonspor'unu oluşturacak, Trabzon'un kendi yetiştirdiği gençlerin ağırlıkta olduğu bir 11 ile  çıkılmasını öneriyorum.  Belki bu sene ligde şampiyon olamayacağız ancak eğer gençleri kazanırsak, Trabzonsp...

Trabzonspor - Konyaspor maçı

İlk otuz dakikada 2 - 0 gibi rahat bir skor bulmuşken maçı berabere bitirmek, 26000 seyirciye karşın maçı kazanamamak, muhtemelen lider ile arada puan farkı 7'ye çıkacak... Trabzonspor'da işler pek iyi gitmiyor. Geçen sezon şampiyon olan takımı bozduktan sonra yeni gelenlerin katkısının yok denecek düzeyde olması, bence sorunun en önemli sebebi.  Teknik direktörü suçlayanlar var. Dün 2 - 0'dan sonra zamanında oyuna müdahale etse sonuç farklı olur diyenler de var. Ben farklı düşünüyorum. Elindeki kadroyla yapabilecekleri sınırlı.  Konyaspor'un mücadelesini ayakta alkışlıyorum. Gerek kaleci gerek sağ ve sol açıklar çok başarılıydı. Takımın başındaki İlhan Hoca'nın zamanında yaptığı değişiklikler ile oyunun kaderini değiştirdiği bir gerçek.  Artık önümüzdeki maçlara bakmamız gerekiyor. Haftaya Ankaragücü deplasmanı ve ardından dünya kupası arası... 

Trabzonspor - Sivasspor Maçı - Ekim 2022

Futbol yazılarının ikincisinde fontu değiştireyim dedim. Bundan böyle futbol yazılarını bu (courier) font ile yayınlayacağım.  Trabzonspor, geçen seneki oyunundan çok uzakta. Kadrodaki kapsamlı değişiklik nedeniyle olması muhtemel bu farklılığın kısa sürede düzeleceğini beklemiyorum açıkçası. Sivasspor maçının ilk 15 dakikasında, savunmasını orta sahaya kadar çıkartan Trabzon, ayağa toplarla rakibinin üstüne gitti. Bu baskılı ve etkili oyunun ödülünü 10. dakikada bulduğu golle aldı. Bu golün ardından geçen 5 - 8 dakikada, golden önceki tempoda oyunu kontrol eden takım, Sivas'ın istekli oyununa boyun eğdi. Sivas, yakaladığı net pozisyonları gole çevirse ilk yarıyı önde bile kapatabilirdi.  İkinci yarıya, ilk yarıda varlık gösteremeyen Umut'un yerine Abdullah Ömür'ü alarak başlayan Abdullah Avcı, bu değişikliğin olumlu sonuçlarını gördü. Umut Bozok, geçen seneki performansından uzak bir görüntü sergiliyor. Umarım kısa sürede toparlanır ve kendisinden görmeye alışık olduğumuz ...

Beşiktaş - Trabzonspor Ekim 2022

Geçen günlerde futbol yazıları başlasın diyerek duyurusunu yaptığım yeni etiketin ikinci yazısıyla karşınızdayım.  Baştan söyleyeyim, futbol ile ilgili bilgim, bu yazıyı okuyanların büyük çoğunluğundan azdır. Bu yüzden yazıyı okumak için vaktinizi harcayıp, sonra bana kızmayın. Belki ilerleyen haftalardaki yazılardan başlayabilirsiniz okumaya. Bu hafta Beşiktaş Trabzonspor maçı ile ilgili yazacağım. Çünkü 90 dakikasını ve ardından bir kaç kez geniş özetini izlediğim tek maç o.  Öncelikle her iki takıma da teessüflerimi sunayım. Ülkemizde şampiyonluklar yaşamış iki köklü kulübünün karşılaşmasının daha seyir zevki yüksek bir 90 dakika sunmasını beklerdim. Gelelim maça, Beşiktaş'ın kendi seyirci ve saha avantajını kullanarak maça hızlı başladı. Trabzonspor ise gerek Monako maçının yorgunluğu gerekse deplasmanda oynamanın getirdiği koşulları kabullenmiş bir görüntü veriyordu. Bir korner organizasyonu ile Beşiktaş'ın neredeyse tüm oyuncuları ceza sahaları içindeyken bomboş kafa vur...

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Hüküm Gecesi / Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Seneler önce okuduğum Yaban'ı saymazsam Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan okuduğum ikinci roman oldu Hüküm Gecesi. 1926'da yazılmaya başlanılan eser, 1927'de yayınlanmış. Roman Osmanlı'nın son dönemine tanıklık eden Ahmet Kerim adlı kurgu karakterin gözünden anlatılıyor. İttihat ve Terakki'nin kabinenin içinde yer almadığı hükümet, sopalı seçim, Hürriyet ve İtilâf'ın kurduğu hükümet, Trablusgarp bozgunu, Uşi Anlaşması, Balkan bozgunu, Bab-ı Ali baskını... Anlatılsa roman olur denilen bir dönem, Hüküm Gecesi'nin tarihsel arka planı.  Romanın başkahramanı Ahmet Kerim'in Yakup Kadri'ye benzerliği dikkat çekici. Öyle ki romanın bir yerinde Ahmet Kerim İstanbul'un Sodome ve Gomore'yi andırdığını söylüyor, ki hepimiz Y. Kadri'nin aynı adlı romanını hatırlıyor. Y. Kadri'nin yaşam öyküsüne baktığımda o tarihlerde, tıpkı Ahmet Kerim gibi, gazetelerde çalıştığını okudum. Kurgu karakterler dışında Ali Kemal, Süleyman Nazif, Rıza Tevfik, Ahmet ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Psikopati / Saul Black

Polisiye romanların klişeleriyle dolu, Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz "kahretsin", "aman tanrım", "kahrolası" kalıplarının bolca kullanıldığı çevirisiyle mısır patlağı tadı veren bir kitap Psikopati. Saul Black'ten okuduğum ilk ve büyük olasılıkla son eser. Vaktinizi daha iyi eserleri okumak için kullanmanızı öneririm. 

Dorian Gray'in Portresi / Oscar Wilde

Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir.  Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.

Çobanoğlu Restaurant / Eymir Gölü - ANKARA

Senelerdir gidip geldiğim ve her seferinde huzur bulduğum Eymir Gölü ile ilgili ayrıntılı rehber hazırlama işine giriştiğimde, göl kıyısında yer alan mekânları ayrıca tanıtmam gerektiğini fark ettim.  Göl çevresinde araç trafiği tek yönlü olunca, Çobanoğlu'na araç ile ulaşmak epey sürüyor. Gölbaşı tarafındaki kapıyı kullanarak göl kıyısına girdiyseniz, göl çevresindeki turunuzun şık bölümünün son tesisi Çobanoğlu. Adını, geniş bahçesindeki Çobanoğlu çeşmesinden alan bu tesis, kahvaltı, gözleme, ızgara çeşitleri ve sıcak-soğuk mezeleri ile sağlam bir mutfağa sahip.  Eymir gölü, genişçe akan ve kıvrımlarla ilerleyen bir nehre benziyor, haritadan baktığınızda. Bu yüzden, Çobanoğlu'nda otururken küçük bir göl görüyorsunuz. Göl kıyısındaki diğer tesisler ise Çobanoğlu'ndan görünmüyor.  İster bahçesinde oturun, ister soba ile ısıtılan içerisinde çok keyif alacağınızı düşünüyorum Çobanoğlu'nda. TRT tarafındaki kapıdan, yürüyerek ya da bisiklet ile, trafiğin tersi yön...

kar ve

Gördüğünüz fotoğrafı 2020 yılı Ocak ayında Ankara'da çekmiştim. Bu kadar çok olur mu bilmiyorum ama hava tahminleri yanılmazsa, salı ya da çarşamba günü İstanbul'a 2025'in ilk karı yağacak.  Şubat tatilinde yağmayan kar, okulların açıldığı ilk haftayı beklemiş gibi  görünüyor.  Yağmur yağdığında bile kilitlenen trafik, kar ile ne hale gelecek göreceğiz.  İkinci dönemde tüm öğrencilere başarılar diliyorum.  Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun.