İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
Hürriyet gazetesinin uzun yıllar genel yayın yönetmeliği görevini yürütmüş, sosyoloji doktorasına sahip gazeteci Ertuğrul Özkök, genel yayın yönetmenliği görevini bıraktıktan sonra yayınladığı kitabı Tuhaf, adı gibi tuhaf hikayeler içeren bir kitap. Beş bölümden oluşuyor. Yola çıkış, içerden, aradan, dışardan ve varış başlıklarını taşıyor bölümler. Alaca karanlık kuşağı öykülerini andırıyor kitabın başlarındaki anı/öykü/haber metinleri. Sürükleyici biri dil ile yazılmış. Cumhuriyet Kitap ekinde Özkök ile kitabı üzerine yapılan söyleşiyi okumuştum. Orada hatırladığım kadarıyla Dan Brown ile İstanbul'a geldiğinde görüştüğünden ve Tuhaf'ı yazarken, Brown'un yazış stilinden yararlandığından/etkilendiğinden bahsediyordu. Kitabın, özellikle içerden bölümündeki metinler etkileyici. Samimi bir dil kullanmış Özkök. Kendini, inançlarını açık yüreklilikle ortaya koyuyor. Çoğu insanın yapmayı tercih etmeyeceği bir şey. Bugünkü siyasi durum ile kitaptaki inanca ilişkin görüşleri a...