Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Emrah Safa Gürkan'ın merak ve heyecan ile kısa sürede okuyup bitirdiğim eserinin tam adı şöyle: Bunu Herkes Bilir Tarihteki Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar. Kronik yayınlarından ilk baskısını Ocak 2020'de yapan kitabın Şubat 2020 tarihli ikinci baskısını okudum. Bu arada iki baskının toplam adedinin 60.000 olduğunu da ekleyeyim. Eser, giriş ile son sözün dışında on üç bölüm ve uzun kaynakçayla birlikte 276 sayfa. Emrah Safa Gürkan'ı Olmaz Öyle Saçma Tarih başlıklı youtube videoları sayesinde tanıdım. Tanıdım yerine kendisinden haberdar oldum demek daha doğru aslında. İlker Canikligil ile birlikte yaptıkları programın tüm videolarını izleyip bu kitabı almamak olmazdı. Blogun takipçilerinin, ki onların varlığı konusunda her geçen gün daha fazla şüpheye düşüyorum, bileceği gibi "yakın tarih" olarak adlandırdığım 1876-1946 arasındaki döneme dair bir çok kitap okudum , okumaya devam ediyorum. Bu bakımdan da Emrah Hoca'nın, kendisi 29 Mayıs Üniversitesi'...