İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
Geçen dönem aldığım derslerin birinde okumamız istendiği için haberdar olduğum ve içeriği nedeniyle iç bunaltısı ile okuduğum bilim kurgu Go! Ekolojik Diktatörlük. Ankara'lı yayınevi Ayraç Yayınları tarafından 1998 yılında yayınlanmış. Benim aldığım ilk baskısıydı, sanırım çok ilgi çekmemiş. Ankara'da yaşayıp kitabı almak isterseniz Selanik Caddesi'ndeki Metropol sinemasının yanındaki kitapevinde bulabilirsiniz. Gelelim kitaba. 1993 yılında Almanya'da çevre, ekoloji konularında çalışmaları olan gazeteci Fleck tarafından kaleme alınan Ekolojik Diktatörlük kara ütopya olarak adlandırılabilecek bir bilim kurgu. 2050'li yıllardaki dünyaya ilişkin karamsar, gerçekçi diye de nitelendirilebilir, bir tablo çiziliyor. Dünyanın büyük bir kısmı yaşanmaz hale gelmiş. Bir grup devlet Global Observer (Küresel Gözlemci) adı altında birleşmiş ve çevreyi koruyabilme adına konulan çok sıkı kurallarla insanları yöneterek hayatta kalmaya çalışıyor. Kitabın uyandırdığı iç bulantısı...