Ana içeriğe atla

Kayıtlar

demir özlü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

yine yeni bir yıl

Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor.  Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için.  2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar.  Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma.  Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek.  Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı.  Umarım beğenirsiniz...

Kanallar, Demir Özlü

Demir Özlü'den okuduğum ikinci kitap Kanallar. Amsterdam'da geçen bir arayış öyküsü. Öykünün kahramanı, anlaşıldığı kadar Özlü'nün kendisi. Çünkü kitabın anlatı türünde olduğu belirtilmiş. Böyle bir bilgiye sahip olmasak uzun öykü gibi okuyabiliriz eseri. Ana'yı arayışın uzun öyküsü. Ana kim, hikayesi ne bilmiyoruz. Belki önemi de yok böyle bir bilginin. Ana'yı arayışına tanık olurken, bir yandan geçmişte hayatına giren kadınları okuyoruz. Sürükleyici bir kitap. Yazarın karşısına çıkan arayış içinde olan başkaları da oluyor kitap boyunca. Bu arayış Ana'yı mı yoksa yazarın kendi kendisini mi araması? Bir önemi var mı? Can yayınlarından çıkmış Kanallar'ın baskısı tükenmiş. Ben Kızılay'da sokak sergisinde bulup aldım. 1 TL'ye satılıyordu orijinal kitap. Aynı sergide Berlin Güncesi 1989 İlkbaharı adlı eserini aldım Özlü'nün, Gene 1 TL'ye.

Bir Uzun Sonbahar, Demir Özlü

Bugüne değin dört öykü kitabını okuduğum Demir Özlü'den okuduğum ilk roman Derinlik Yayınları'ndan ilk baskısını Mayıs 1976'da yapmış Bir Uzun Sonbahar oldu. Benim okuduğum Aralık 1979 tarihli ikinci baskısıydı. Ankara'da aradığımı bulabildiğim sahafların bir arada yer aldığı Adilhan Kitapçılar Çarşısı'nda Bilge Sahaf'tan aldım Özlü'nün romanını. Merak edenler ve bilmeyenler için Adilhan'ı tarif edeyim. Kızılay'dan Sıhhıye'ye doğru giderken yolun sağ tarafında, eskiden kitapçıları ve kotçu dükkanlarıyla ünlü Zafer Çarşısı var. Zafer Çarşısı'nın hemen yanında yer alıyor Adilhan. Sakarya caddesi tarafından gelirseniz, Bayındır 1 sokaktan da girişi var hanın. İçerisinde test kitapları satanları da var roman-öykü-gravür satanları da. Kısacası kitaba dair ne ararsanız var bu handa. Bir Uzun Sonbahar, 1970 yılının sonbaharında İstanbul'da geçiyor. Romanı, kahramanının anlatımıyla okuyoruz. Arka kapakta Demir Özlü'nün hayatıyla ilgili v...

İstanbul Büyüsü / Demir Özlü

İstanbul Büyüsü, Demir Özlü'nün seçimiyle oluşturduğu içerisinde İstanbul geçen eski öykülerinden bir derleme. 143 sayfalık kitabın son sayfasına yazarın koyduğu açıklamadan öğreniyoruz bunu. Boğuntulu Sokaklar, Öteki Günler Gibi Bir Gün, Aşk ve Poster ile Stockholm Öyküleri adlı öykü kitaplarından Almanya'daki bir yayıncı için oluşturulmuş bu seçki. Ancak, yayınevi hayatını sürdüremeyince Almanya'da yayınlanmamış. Can yayınlarından ilk baskısını 1993 yılında yapan İstanbul Büyüsü'nün benim okuduğum 2001 yılında yayınlanan ikinci baskısıydı. İstanbul Büyüsü, çeşitli tarihlerde yazılmış, bir şekilde İstanbul'la ilgili 15 öyküden oluşuyor. Kimi öykülerde İstanbul'un semtleri, kiliseleri, caddeleri ayrıntılı bir şekilde uzun uzadıya betimlenmiş. Adeta öykünün kahramanı, şehir olmuş. Kimilerinde ise fonda kalmış, ama bir şekilde hep öykünün içerisinde. Özlü'nün öykülerinde insanı saran, sürükleyen, merak uyandıran bir anlatı yer almıyor. Belki hayatın kendisi gi...

Berlin Güncesi 1989 İlkbaharı / Demir Özlü

Demir Özlü'nün iki kitabını Kızılay'da bir sokak sergisinde 2 TL'ye satın aldığımı yazmıştım geçenlerde . Bence uzun bir öykü olan, ancak üzerinde anlatı türünde olduğu not edilmiş Kanallar'ın ardından Berlin Güncesi 1989 İlkbaharı 'nı okudum. 1989, hem Berlin için hem tüm dünya için önemli bir tarih. Özgür ansiklopedi Wikipedia'daki bilgilere göre 9 Kasım 1989, Berlin duvarının yıkılış tarihi. Güncenin sonuna eklenen bölümü dışında, Batı-Doğu birleşmesinin olacağına dair bir not yok. Belki Berlin'in batısında misafir bir yazarın fark edemeyeceği gelişmeler olmuştu, belki de yazar bu gelişmeleri güncesine eklemedi. 120 sayfalık günce, Özlü'nün Batı Almanya kültür kurumu DAAD'nin çağrılısı olarak üç ay Batı Berlin'de kalışının gün be gün kaydından oluşuyor. İşin doğrusu Özlü'nün yaşamına dair bilgilere sahip olmadan kitabın, özellikle ilk 60-70 sayfasını okuyan, orta yaş bunalımı geçiren bir yazarın güncesini okuduğunu düşünebilir. Bir T...

Stockholm Öyküleri, Demir ÖZLÜ

1935 doğumlu yazar Demir Özlü'den okuduğum ilk eser Stockholm Öyküleri. Çoğunluğu öykü olmak üzere bir çok eser üretmiş bir yazar(mış) ÖZLÜ. Adını çok duymuş olmakla birlikte bu güne kadar herhangi bir eserini okumuş değildim. Geç oldu belki, itiraf edeyim ki biraz da güç oldu.  Zor okuduğum kitaplardan birisi Stockholm Öyküleri. Öykü kitaplarını okuması daha kolaydır oysa. Roman gibi başlayıp ara verdiğinizde dönüp nerede kalmıştım diye okumanız gerekmez. Öyküyü bitirmiş olmanız yeterli olur. Zor okumamın bir kaç nedeni var sanırım. Birincisi ve en önemlisi Özlü'nün güçlü kalemi. Çelişkili bir ifade olduğunu düşünebilirsiniz ilk okuduğunuzda, güçlü kalem-zor okuma. Özlü'nün anlattıkları insanın yalnızlığı, gurbette geçen günler, tüm güzelliklerine karşın boğucu Stockholm. Bu anlatıklarını betimlemede o kadar başarılı ki okurken ruhum sıkıldı.  Öyküler, kısalı uzunlu. Belli bir konu sıralaması yok sanırım. Varsa bile ben fark etmedim. Benim okuduğum Can Yayınları ta...