İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
2020 senesinde, bugüne kadar hiçbir kitabını okumadığım yazarların eserlerine öncelik veriyorum. Bu bağlamda, 12 yazar belirlemiştim, 2019 sonlarında . 12 yazardan birisi olan Attilâ İlhan'dan okuduğum ilk " nesir ", Fena Halde Leman oldu. 1966 yılında Karşıyaka, İzmir'de yazılmaya başladığı Fena Halde Leman romanını Kasım 1979'da Ankara Kavaklıdere'de tamamlamış Attilâ İlhan. İlk baskısı 1980 senesinde yapılmış. Benim okuduğum, Karacan Yayınları'nca Şubat 1981 tarihli ikinci baskısıydı. Son sözü ile birlikte 311 sayfalık eseri, tek kelime ile anlat deseler "çarpıcı" derdim. Ülkenin içinden geçtiği süreçleri romanlarında konu eden bir yazarmış Attilâ İlhan. Fena Halde Leman'da yerli burjuvazi, yabancı sermaye ile ilişkilerine dair tespitler yer alıyor. Şiirleri ile tanıdığım İlhan'dan okuduğum ilk romandaki betimlemeler, deyim yerindeyse, şiir tadında: "Eylül sonlarında bir gündü, güneşin denizden yansıyıp İzmir'i eri...