İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
Seyahate çıkan bir dostunuz size her vardığı yerden muntazaman mektup, kart yazarken birdenbire susması, ya öldüğüne veyahut Paris'e vardığına delalettir. Paris'in havasına giren adam, mektup yazmak için artık vakit bulamaz, böyle şeylerle meşgul olmayı hiç düşünmez. s.26 Yukarıdaki alıntı, Ahmet Haşim'in 1928 ve 1929 yıllarında Paris'e, 1932 yılında ise Frankfurt'a yaptığı gezilerde tuttuğu notlardan. idefix sayesinde görüp aldığım kitabı yayına hazırlayan Serdar Soydan. Notos Gezi Kitaplığı tarafından çıkartılan kitabın Eylül 2008 tarihli ilk baskısını okudum. Ahmet Haşim, gezi notlarını farklı kitaplarda yayınlamış. Üç gezisinin tüm notlarını bir arada yayınlamak Notos'un çabasıyla gerçekleşmiş. Geçenlerde çocukları Paris'in içindeki hayvanat bahçesine götürdük. Maymun kafeslerini dolaşırken aklıma Haşim'in aşağıda alıntıladığım anısı geldi: Bir gün Paris'te, hayvanat bahçesinde, maymunlar kafesi karşısında dururken, hatırıma gelen bir ...