Ana içeriğe atla

Kayıtlar

IBC etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

IBC 2023 genel değerlendirme

Eylül ayı, yayın dünyasında çalışanlar için IBC ayı olarak geçiyor. Öncesinde 15-20 gün pre-IBC, sonrasında 15-20 gün post-IBC günlerini de katarsanız aslında Ağustos ortası ile Ekim başına kadar geçen 40-45 gün, Amsterdam'daki dört günlük etkinliğe odaklanılarak geçiriliyor. IBC, Amsterdam için de önemli. Bu sene 170 farklı ülkeden 43.000'den fazla ziyaretçi gelmiş şehre. Farklı salonlara dağılmış 1250'den fazla şirketin hepsini ziyaret etmek olanaksız elbette. Bu yıl, üç tam günü fuarda geçirdim.  4 gece 5 günlük Amsterdam'daki fuarın, konaklama, kent içi ulaşım, ki IBC, Amsterdam içinde geçerli 4 günlük kartı ücretsiz veriyor, Leiden - Amsterdam arası tren maliyetleri, yeme - içme ve İstanbul - Amsterdam gidiş dönüş uçak bileti dahil 1200 € maliyeti oldu bana. İlerleyen senelerde bu yazıyı yeniden okuyacaklar için anlamlı olabilsin diye 8600 TL'lik uçak biletini de Euro'ya çevirerek toplam maliyeti hesapladım. Burada en büyük kalem, otel konaklaması oldu, her...

IBC 2023'ün ardından TVTechTR

Amsterdam'dan Leiden'e uzanan dört gece ve beş gündüz süren seyahatim, IBC (Uluslararası Yayıncılık Fuarı) deneyimimin sonucunu paylaşmak için beklenenden daha uzun sürdü. 2015 yılında 15 Eylül'de sona eren IBC'nin ardından yazımı 16 Eylül'de kaleme almıştım. 2018'de ise 18 Eylül'de sona eren IBC'nin ardından ilk değerlendirme yazımı yine fuarın son gününde paylaşmıştım. Ancak 2023'de işler biraz farklı bir seyir izledi. Bu sefer, 18 Eylül'de sona eren fuarın yazısı için neden 5 gün bekledim? Yanıt, TVTechTR . Blogumu takip edenler zaten hikayemi biliyorlar, ama bir kez daha anlatmamda bir sakınca yok. 25 yıl boyunca TRT'de çalıştım ve Mart 2023'ün sonunda emekli oldum. Nisan 2023'te Kadir Has Üniversitesi'nde yeni bir başlangıç yapmak istedim. Ancak işler planladığım gibi gitmedi ve Temmuz başında ayrıldım ve yıllardır içimde taşıdığım 'kendi işimin patronu' olma hayalimi gerçekleştirdim. Ağustos ayından bu yana, TVTechTR...

IBC 2023 - 2

Bir IBC fuarinin daha sonuna yaklasiyoruz. Bugun kapali, yagmurlu bir hava var, hem Leiden hem Amsterdamda. Oysa hava tahminleri pazartesi gunune kadar gunesli gosteriyordu. Neyse ki sabahtan aksama kapali yerde olacagim. Ucuncu gun, IBC gibi buyuk alana yayilmis fuarlarin en zor gecen gunudur bence. Ilk iki gunun fiziki yorgunlugu, uzayan is yemeklerinden oturu hasret kalinan uyku ile birlesince ucuncu gun zor gecer. Oysa benim gun boyu randevularim var. Neyse ki kahve var. IBC 2023, seneler icinde tahminlerimde yanilmadigimi kanitliyor. Ulkemizde pek farkinda olmasak bile klasik TV yayinciligi gercekten son demlerini yasiyor. Gerci calisma hayatimin sonuna kadar muhtemelen varliklarini surdureceklerdir ama 10 sene sonra klasik TV, lineer TV gorecegimizi zannetmiyorum. OTT isi ise bu sene patlama yapmis. Oyle ilginc firmalar ile tanistim ki fuar boyunca eve dondugumde uzun uzun anlatirim ama kisaca sunu soyleyeyim icerik kral olmayi surduruyor. Elinizde kiymetli icerik varsa bunu OTT ...

IBC 2023

2015, 2018 ve 2022`nin ardindan bir kez daha IBC fuarina katiliyorum. Bu yaziyi duzenledigim medya merkezi bilgisayarinda Turkce kalvye yok, bu yuzden yazidaki bozukluklar icin anlayisiniza siginiyorum. Bu yil IBC`de neler on planda onlardan bahsedecegim. Fuarin ardindan Istanbul donusu, daha ayrintili ve bu kez Turkce klavye ile daha duzgun yazilar hazirlamaya calisacagim. Her yerde kar var sarkisi gibi her yerde OTT var , IBC`de. Daha once defalarca yazdim bu blogda, sohbet ettigim arkadaslarima da hep soyluyorum, benim 25 sene calistigim ve simdilerde danismanlik isi ile ekmek yedigim sektor buyuk bir kriz icinde... Klasik TV yayinciligi son demlerini yasiyor. Iktisadi olarak surdurulebilir bir is modeli yok, gerci ulkemiz ozelinde bu durumun pek onemi yok. Sonucta kimse TV kanalinin kar etmesini beklemiyor ya da onemsemiyor. Neden boyle diye soracaginizi sanmiyorum, ama bu konunun ayrintilarini baska bir yaziya birakayim.  Fuar katilimcilari bu sene 1000ìn uzerinde OTT, Over Th...

IBC'ye 9 gün kaldı. Pre IBC 2023 - 3

15 - 18 Eylül arasında Amsterdam'da düzenlenecek olan IBC fuarının ilk iki günü, katılım için ayrı ücret ödenmesi gereken konferans olacak. 17 ve 18 Eylül'de ise ziyaretçi kartı ile takip edebileceğiniz Changemaker Programme adlı bir dizi oturum gerçekleşecek. Türkçe çevirisi sanırım Fark Yaratan Programı gibi bir şey oluyor.  Cinsiyet eşitliğinden sürdürülebilir yayıncılığa, kapsayıcı teknolojiye kadar bir dizi ilginç konuda sunumlar yapılacak.   Bir başka ücretsiz etkinlik ise Hall 3'te Microsoft tarafından desteklenen Innovation Stage . Bu etkinlik 15 - 18 Eylül arasındaki dört gün boyunca sürecek. Etkinlik alanında IBC Accelerator Media Innovation Programme kapsamında 8 farklı proje sergilenecek. Projelerin sunum gün ve saatlerine buradan ulaşabilirsiniz.  Hall 12 ise Showcase Theather adı altında yapılacak sunumlara ev sahipliği yapacak. Bu etkinlik de ziyaretçi kartınız ile takip edebileceğiniz etkinliklerden birisi. Firmaların çözümlerini anlatacakları, gel...

IBC'ye 10 gün kaldı. Pre IBC 2023 - 2

IBC 2022 hatırası  2019 yılında katıl(a)madığım IBC'nin öncesinde yayınladığım Pre IBC yazılarındaki konulara baktım, bu ikinci yazıyı hazırlamadan önce. İşin doğrusu 2019'da 3 yazıda paylaştıklarıma bakınca, bu senenin ilk yazısında, 2019'un üç yazısında anlattıklarımın fazlasına yer verdiğimi gördüm. Bu uzun, ancak bence gerekli girişin ardından, önemli bir bilgi ile başlayayım bu yazıya. 2023 IBC'sinde ücretli konferans oturumları 15 ve 16 Eylül'de. 17 ve 18 Eylül'deki oturumlar ise ücretsiz olacak. Programa dikkatli bakarsanız 15 ve 16 Eylül'deki kimi oturumların da ücretsiz izlenebileceğini fark edeceksiniz. Ayrıca fuar alanına yayılmış farklı bölümlerde özel sunumları takip edebilirsiniz. Avrupa Yayın Birliği'nin ( EBU) desteklediği  TECH ZONE adlı bir program çerçevesinde 5 ayrı sunum olacak. Hall 8'de görebileceğiniz bu sunumlara kısaca değinmek istiyorum:  Japonya kamu yayıncısı NHK'in yapay zeka destekli video özetleme uygulaması, arşi...

IBC'ye 11 gün kaldı Pre IBC 2023 - 1

Dördüncü kez kendimi temsilen ve kendi olanaklarımla, Avrupa'nın en büyük yayıncılık fuar ve konferansı IBC'ye basın akreditasyonu ile katılacak olmanın heyecanı içerisindeyim. 2019'da bir dizi yayınlamıştım; Pre IBC başlığı ile.   O sene IBC'ye katılamamıştım gerçi ama şimdi dönüp okuyunca 2019'da konuşulanları hatırlamanın kolaylığı, 2023 için de bir Pre IBC hazırlamaya itti beni.  2019'da Temmuz ayının ilk günlerinde yazmaya başlamışım, Pre IBC'leri. Konferansa gelme konusunda kararsız kalanlar için bir rehber olmuştur belki. Bu yıl, bu anlamda oldukça geç kaldım. Amsterdam'daki otellerin büyük bölümünde yer bulmak zor, yer kalanların ise ücretleri fazlasıyla yüksek. Keza uçaklarda da durum farklı değil. Sözü gene uzattım, buyurun Pre IBC 2023 dizisinin ilk yazısına: Bu yazıda IBC'ye ilk kez katılacaklara, dördüncü kez katılmanın deneyimi ile önerilerimi sıralayacağım. IBC, RAI Amsterdam adlı bir fuar alanında düzenleniyor. Amsterdam merkezine,...

Next Generation Audio (NGA) - Sonraki Nesil Ses

IBC 2022 - Amsterdam RAI 19 yaşını devirmeye hazırlanan blogumda teknik etiketli 373 yazı yayınladım. Bu yazıların büyük bölümü, çok az sayıda okuyucunun ilgisini çekti. Gene de yazmaya, yazmak için araştırmaya devam ediyorum. Next Generation Audio (NGA) konusunu 2019 Ocak'ta yazmıştım . Konuyu yeniden, güncel bilgilerle birlikte ele almadan önce Ocak 2019'daki yazımı okudum. Üzerinden neredeyse 5 sene geçmiş, toplam görüntülenme sayısı 272. Umarım bu yazım daha fazla sayıda okuyucuya ulaşır. Hoş, kimse okumasa bile yazmaya devam edeceğim. Bu uzun ve muhtemelen gereksiz girişin ardından gelelim konumuza. Öncelikle  yazıyı hazırlarken yararlandığım kaynakları bu kez başta sizlerle paylaşayım. Öncelikle Avrupa Yayın Birliği'nin (EBU) 10 Things You Need To Know About Next Generation Audio adlı 30 sayfalık raporunu okudum. Mayıs 2021 tarihli rapora ücretsiz olarak erişmek olanaklı . Ardından  IBC 2023'ün web sayfasındaki MPEG-H ve Dolby AC- 4 ile ilgili yazıları okudum. ...

bir kez daha IBC'ye hazırlanırken

15 - 18 Eylül 2023 tarihleri arasında Amsterdam'da düzenlenecek, yayıncılık dünyasının Avrupa'daki en büyük buluşmasına, IBC 'ye katılmaya hazırlanıyorum. IBC'ye 2015, 2018 ve 2022 senelerinde de katılmıştım. Daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da tamamen kendi imkânlarım ile gidip geleceğim Amsterdam'a.  2015'te ilk olmanın şaşkınlığı ile her yeri ve her şeyi görebileceğimi düşünmüş, kafam allak bullak dönmüştüm. 2018'de daha planlı gidip, daha bilgilenmiş olarak Ankara'daydım. 2022 ise maddi zorluklar yüzünden çok sıkışık bir program ile katılabildiğim bir sene olmuştu. Cuma sabah uçağı ile gelip pazar öğleden sonra uçağı ile dönünce önceden planladığım görüşmeler dışında neredeyse standları gezecek vakit bile bulamamıştım. 2023'te ise vakti daha geniş tuttum. Bu kez fuar başlamadan bir gün önce gidip, fuarın son günü akşam üstü uçağı ile döneceğim eğer bir terslik olmaz ise. Gene işlemlerde bir aksaklık yaşamazsam bu kez kendi işimin patronu ...

IBC 2023 ve medya yazı dizisi planlaması üzerine

Kul plan yapar kader gülermiş derler. 7 Temmuz tarihli Medya dizisinin ilk yazısında bir takvim paylaşmış ve yazıların her iki haftada bir cumartesi günleri yayınlanarak Kasım ayına kadar süreceğini duyurmuştum .  İlk iki yazıda plana uysam bile Ağustos ile birlikte planın sarkacağı belli oldu.  Bu nedenle #medya dizisinde yazmayı vaadettiğim konuları bir vakit bitirip yayınlamaya çalışacağım. Ancak ilk yazıda duyurduğum takvim ve sıraya uyamayacağım ne yazık ki.  Radyo ve televizyon yazılarının ardından paylaşacağım ilk yazının platformlar olacağını umuyorum. Tarih ise ne yazık ki net değil... 15 - 18 Eylül tarihlerinde, bir terslik olmaz ise, Amsterdam'da düzenlenecek IBC fuar ve konferansına katılacağım. IBC'ye katılacak kıymetli sektördaşlarımla buluşmak / tanışmak isterim.  İletişim için en kontrol ettiğim platform olan LinkedIn hesabımı kullanabilirsiniz... 

IBC 2022 sonrası - 3

" Artık fuarların bir önemi yok. İstediğin her firma istediğin her zaman istediğin her ürünün sunumunu online yapabiliyor. Zaten her bilgi internette var. "  Bugünlerde yukarıya yazdıklarıma katılacak bir çok meslektaşım var. İlk cümlenin dışındakilere katılmamak mümkün değil. Gerçekten de tüm bilgiler internette ve firmalar ürün demolarını uzaktan da yapabiliyor. Peki bugün hâlâ fuarlara ihtiyaç var mı? Yazının devamını okuyacak vakti olmayan için tek cümlelik özeti: Belki eskisinden de fazla var! Diyelim televizyon kanalınıza bir arşiv sistemi satın alacaksınız. Fuara katıldığınızda, arşiv sistemleri üreten tüm önemli şirketleri birarada göreceksiniz. Her biri geliştirdiği son ürünleri size anlatacak. Eğer ürün ile ilgili aklınıza takılan bir şey olursa karşınızdaki iş geliştirme / satış pazarlama görevlisi bir kaç dakika izin isteyecek ve ya ürünü geliştiren mühendisi ya da firmanın teknik patronunu sizinle buluşturacak. Diyelim bu firmanın ürünü sizi tatmin etmedi. Hemen ...

IBC 2022 sonrası - 2

Bu yazıda 2015'ten bu güne giderek güçlenen bir eğilime dikkat çekmeye çalışacağım. Uzun yazıyı okumayacaklar için bir cümle ile özeti: "Yayıncılık dünyasında IT şirketlerinin etkisi giderek artıyor." Üniversiteyi 1995 yılında bitirdim. Mezun olduğum okul, üniversite giriş sınavlarında derece yapanların ilk tercihlerine yazdıkları Orta Doğu Teknik Üniversitesi. Ben üniversiteye başladığımda internet bağlantısı yoktu. Hatta ilk bağlantı 1993 yılında yapıldı. Bilgisayarların hızları sınırlı, video sıkıştırma algoritmalarının başarısı yetersizdi.  Bu senelerde ve öncesinde üniversite eğitimi tamamlayanlar IT'ye mesafeli duruyor. Her ne kadar kendilerini geliştirmek için çabalasalar da doğduğu günden itibaren IT ürünleriyle içiçe olmuş genç kuşak kadar yeni teknolojiye halim değiller / değiliz. Yayıncılık dünyası, özellikle televizyon yayıncılığı, yüksek kalitede videolarla çalışan bir sektör. Yüksek kalite videoları işleyebilmek için özel üretim donanımlar gerekiyor(du)....

IBC 2022 sonrası - 1

2015 ve 2018 sonrası üçüncü kez IBC fuar ve konferansına katıldım. Diğer iki seferde olduğu gibi gene kendi olanaklarım ile, tüm masraflarımı bizzat kendimin karşıladığı - senelik izin hakkımın bir gününü alarak, gidip geldim Amsterdam'a. Bu kez farklı olan sanırım kendimdi :)  Anlatacağım farkları... Ama önce kısa kısa IBC notları. Muhtemelen uzun bir seri olacak: 2020 ve 2021'in Covid 19 sebebiyle iptal edilmesi, 2022'deki fuara ziyaretçi akımına yol açmış. İlk gün fuarın kapısındaki kuyruk zaman zaman 400 metreyi buluyordu.  Ziyaretçi, şirket çalışanı - standda müşterilere ürün/hizmet anlatan ve stand sahibi olarak bir çok Türk ve/veya Türk kökenli vardı.  2013'ten bu yana tümü kendi olanaklarım ile katıldığım uluslararası etkinliklerde edindiğim dostluklar, kurduğum ilişkilerin meyvelerini topladığım bir sene oldu 2022. Gelişmeleri ilerleyen haftalarda / aylarda buradan ve/veya LinkedIn'den duyuracağım. Kraliçenin ölümü ile bayrak yarıya inse de fuar alannında...

IBC 2022 notlar 1

2015 ve 2018 sonrasinda ucuncu kez IBC Fuar ve konferansindayim. Dun oglen geldigim fuar alanindan ciktigimda hava kararmisti.  2013 senesinde basladigim bir "proje" 10 senenin sonunda meyvesini verecek gibi gorunuyor.  Amsterdam'a sonbahar butun karamsarligi ile gelmis. 2018'deki havayi hatirliyorum da gunesli, keyifli gunlerdi... Bu kez sanirim gunes yuzunu hic gostermeyecek. Binanin icinde, her tarafta isiklar ve yanan sonen dekorlarla havanin ne durumda oldugunu fark etmek mumkun degil zaten. Bu sene IBC'in en keyif verici yani yeni tanistigim ama sanki senelerdir tanidigim arkadaslar.

bir kez daha IBC günleri yaklaşırken

Artık rüştünü ispat edecek, 18 yaşını doldurmasına bir hafta kalan bir blog babasıyım.  Blog yazmanın en iyi yanı, online bir arşive sahip olmak. 2004 yılından beri yazıyorum. Blogger istatistiklerine göre hâli hazırda okumakta olduğunuz 1669. yazım. Bunların 21 tanesi, an itibariyle yayından çektiğim ancak silmeye de kıyamadığım eski yazılarım. 363 adet teknik etiketli yazı var blogda. Bunların büyük bölümü sayısal karasal yayıncılık ile ilgili, ki çoğu sayısal karasal televizyon yayııncılığını irdeliyor.  Bu uzun ve muhtemelen gereksiz girişin ardından gelelim başlığa. 2020 ve 2021 senelerinde COVID 19 pandemisi nedeniyle online olarak düzenlenen Uluslararası Yayıncılık Fuarı ve Konferansı, bu sene yüzyüze gerçekleştirilecek. 2015 yılından yılında ilk kez katıldığım etkinliğe 2018 'in ardından, son dakika bir terslik çıkmaz ise, üçüncü kez katılacağım inşallah. İlk sene tecrübesizlik nedeniyle beklediğimden verimsiz geçen IBC ziyaretim 2018'de çok daha planlı hareketlerim s...

pre IBC 2019 - 3

pre IBC 2019 yazılarımın sonuncusunda IBC'nin web sayfasından ve aklımda kalan bir kaç ipucundan bahsedeceğim: Eskiden web sayfalarının olmazsa olmazı FAQ bölümüydü. Türkçe karşılığı ile Sıkça Sorulan Sorular bölümü, hemen hemen her sayfada vardı. IBC'nin FAQ sayfasını mutlaka okumanızı öneririm Gene web sayfasının " plan your trip " bölümü de oldukça faydalı bilgiler içeriyor. Otel rezervasyonundan, Amsterdam RAI ile ilgili ayrıntılara (IBC'nin düzenlendiği fuar alanı - İstanbul'da Tüyap gibi düşünebilirsiniz) ilginizi çekecek çok kıymetli ipuçları içeriyor. IBC'de sergilenen ürünlere ait bilgileri internette bulmanız mümkün. Hatta konferansta yapılan sunumların benzerlerini youtube'da izleyebilirsiniz. Peki herşeye erişimin kolaylaştığı günümüzde fuar ve konferanslara katılmak neden gereklidir sorusu sizin de kafanıza takılıyor olabilir. Benim yanıtım insanlarla yüzyüze gelmek ve konuşmak. Eğer böylesi bir iletişim içinde olmuyorsanız, fuar...

pre IBC 2019 - 2

Bu sene katılıp katılamayacağım henüz belli olmasa da, IBC 2019'u incelemeye devam ediyorum. İlk yazıda fuardan ziyâde konferans bölümü ile ilgili bilgiler paylaştım. Bu yazıda ise fuarı anlatmaya çalışacağım. Öncelikle belirteyim ki, fuardan faydalanmak istiyorsanız, fuar öncesi hazırlıklarınızı iyi yapın. İşte önerilerim: Fuar 13 - 17 Eylül arasında ve her gün ziyarete açık olsa bile, "görüşmelerinizi" 14-15-16 Eylül tarihlerinde yapmaya çalışın. İlk ve son günler, şirket çalışanları için zor günlerdir. Görüşmelerinizi kelimesini farklı renk ve fontta yaptım ki dikkat çeksin. 2015 senesinde ilk IBC deneyimimde, hiç bir görüşme ayarlamadan katılmıştım fuar/konferansa. Boynumda PRESS yazan kimliğim ile uğradığım tüm standlarda epeyce bilgi ile donatılsam bile, 2018 yılındaki IBC öncesi hazırlıklarımın sonucu çok daha tatmin ediciydi. İlgilendiğiniz konuda çalışmalar yapan şirketlerle iletişime geçerek IBC için randevular oluşturun. Bu randevularınıza sadık kalm...

pre IBC 2019 - 1

Pamukkale müzesinden Dizi yazı olacağını düşünerek başlıyorum yazmaya. Yayıncılık sektöründe, özellikle yayın teknolojileri alanında çalışanlar için Avrupa'nın en büyük buluşmasına iki ay kadar zaman kaldı. Amsterdam otelleri, booking.com'a bakılırsa, %70'in üzerinde doluluk oranına ulaşmış bugünden. Geçen sene konakladığım otelde hiç yer kalmamış meselâ. Bu yıl IBC'de neler konuşulacak, konferansta öne çıkan konular, sektörün gittiği yön... Elimden geldiğince, bildiklerimi - öngörülerimi paylaşacağım. Bu  uzun ve muhtemelen gereksiz paragrafın ardından 2019 IBC'yi incelemeye başlayalım: En önemli değişiklik IBC fuar ve konferans tarihlerinin aynı hale gelmesi. Geçtiğimiz senelerde konferans, fuarın açılışının bir gün öncesinde başlayıp, fuarın kapanışından bir gün önce bitiyordu. 2019'da hem konferans hem de fuar 13 Eylül Cuma günü başlayıp 17 Eylül Salı günü bitecek. Konferansa katılmak isteyenlerin ciddi sayılabilecek bir ücreti ödemesi gerekiyor....

bir kez daha IBC

Notre Dame / Paris 2015 senesinde, meslekte 20. senemi kutlarken, kendime verdiğim bir armağandı IBC fuar - konferansına katılmak. TVTechTR adlı İngilizce blogumu temsilen, basın akreditasyonu ile, yayıncılık dünyasının Avrupa'daki en önemli buluşmasında ben de yerimi almıştım. Aradan 3 sene geçtikten sonra, 2018 yılında, bu kez yayıncılık dünyasındaki 20. senemi kutlarken, bir kez daha kendime IBC armağanı verdim. Ağustos 2018'de yaşadığımız kur şoku ile, hesaplarım şaşsa da 2018 Eylül başında Amsterdam'daydım.  IBC 2019 için, geçtiğimiz günlerde yaptığım basın akreditasyonu başvurum sonuçlandı: TVTechTR.blogspot.com adresli blog sayfasının kurucusu sıfatıyla, bir kez daha IBC Basın Akreditasyonu sahibiyim.  IBC 2019 konferansının programına göz atmak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz. Önümüzdeki günlerde IBC 2019 konferans programının ayrıntılı incelemelerini hem burada hem de TVTechTR'da yapmaya çalışacağım. Ayrıca fuar katılımcısı Türk şirketlerin yöneti...

post IBC 6: b<>com

2015 yılından tecrübeliyim. Bütçe kısıtı nedeniyle oldukça kısa tutmak zorunda olduğum fuar ziyareti süresini en iyi değerlendirmek için IBC'den haftalar öncesinde randevuları almalıydım. IBC'ye basın akreditasyonu ile katılanların iletişim bilgileri, kendilerinin onayının ardından, katılımcı firmalarla paylaşılıyor. Ardından, etkinliğe 2 ay kala e-postalar gelmeye başlıyor. Çoğu basın bildirisi. Firmaların yaptıkları, planladıkları. Bu firma e-postaları arasında ilgimi çekenlere yanıt verip randevular oluşturdum. Kendim dışımda temsil ettiğim bir kurum/kuruluş olmadığı için, tamamen mesleki merakımı tatmin yönünde oluşturdum randevularımı. Döndükten sonra ne kadar doğru bir iş yaptığıma ben de hayret ettim :) b <> com , bu randevulardan birisiydi. Firma, FutureZone olarak tanımlanan ve bugünden ziyade geleceğin teknolojilerinin tanıtıldığı bir ayrı bölümde stand açmıştı. b<>com, Fraunhofer Enstitüsü'nün Fransız versiyonu olarak tanımlanabilir sanırım. Fran...

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Hüküm Gecesi / Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Seneler önce okuduğum Yaban'ı saymazsam Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan okuduğum ikinci roman oldu Hüküm Gecesi. 1926'da yazılmaya başlanılan eser, 1927'de yayınlanmış. Roman Osmanlı'nın son dönemine tanıklık eden Ahmet Kerim adlı kurgu karakterin gözünden anlatılıyor. İttihat ve Terakki'nin kabinenin içinde yer almadığı hükümet, sopalı seçim, Hürriyet ve İtilâf'ın kurduğu hükümet, Trablusgarp bozgunu, Uşi Anlaşması, Balkan bozgunu, Bab-ı Ali baskını... Anlatılsa roman olur denilen bir dönem, Hüküm Gecesi'nin tarihsel arka planı.  Romanın başkahramanı Ahmet Kerim'in Yakup Kadri'ye benzerliği dikkat çekici. Öyle ki romanın bir yerinde Ahmet Kerim İstanbul'un Sodome ve Gomore'yi andırdığını söylüyor, ki hepimiz Y. Kadri'nin aynı adlı romanını hatırlıyor. Y. Kadri'nin yaşam öyküsüne baktığımda o tarihlerde, tıpkı Ahmet Kerim gibi, gazetelerde çalıştığını okudum. Kurgu karakterler dışında Ali Kemal, Süleyman Nazif, Rıza Tevfik, Ahmet ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Rangers - Fenerbahçe maçı devre arası yorumlarım

Blogumda futbola dair yazı sayısı fazla değil. Böylesini ise ilk kez deniyorum. Saat itibariyle 14 Mart 2025'e girdiğimiz bu dakikalarda, İstanbul'da 3-1 kaybettiği maçın rövanşında en az iki farklı galibiyet arayan Fenerbahçe'nin ilk yarısını 1-0 önde bitirdiği maçın devre arasına dair görüşlerimi kayda geçiriyorum. İlk yarıyı tek cümle ile özetlemem gerekirse, iyi oynamasak da golü bulduk, derdim. Rangers'ın oyunun kontrolünü elinde tuttuğu, arada kalemizde tehlikeli pozisyonlara girdiği, bizimse bir türlü organize ataklar geliştiremediğimiz bir ilk yarı izledik.  İkinci yarıda, uzatmalara gitmek için iki farklı galibiyet şart. Başka bir ifade ile, gol yemeden en az bir gol daha bulmalıyız. Talisca ve El Nesri gibi her an skora katkı yapabilecek oyuncuların olduğu Fenerbahçe, bunu başaracaktır.  Maç sonu yorumlarımı da sıcağı sıcağına kaydedeceğim. 

kar ve

Gördüğünüz fotoğrafı 2020 yılı Ocak ayında Ankara'da çekmiştim. Bu kadar çok olur mu bilmiyorum ama hava tahminleri yanılmazsa, salı ya da çarşamba günü İstanbul'a 2025'in ilk karı yağacak.  Şubat tatilinde yağmayan kar, okulların açıldığı ilk haftayı beklemiş gibi  görünüyor.  Yağmur yağdığında bile kilitlenen trafik, kar ile ne hale gelecek göreceğiz.  İkinci dönemde tüm öğrencilere başarılar diliyorum.  Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun. 

Psikopati / Saul Black

Polisiye romanların klişeleriyle dolu, Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz "kahretsin", "aman tanrım", "kahrolası" kalıplarının bolca kullanıldığı çevirisiyle mısır patlağı tadı veren bir kitap Psikopati. Saul Black'ten okuduğum ilk ve büyük olasılıkla son eser. Vaktinizi daha iyi eserleri okumak için kullanmanızı öneririm. 

Çobanoğlu Restaurant / Eymir Gölü - ANKARA

Senelerdir gidip geldiğim ve her seferinde huzur bulduğum Eymir Gölü ile ilgili ayrıntılı rehber hazırlama işine giriştiğimde, göl kıyısında yer alan mekânları ayrıca tanıtmam gerektiğini fark ettim.  Göl çevresinde araç trafiği tek yönlü olunca, Çobanoğlu'na araç ile ulaşmak epey sürüyor. Gölbaşı tarafındaki kapıyı kullanarak göl kıyısına girdiyseniz, göl çevresindeki turunuzun şık bölümünün son tesisi Çobanoğlu. Adını, geniş bahçesindeki Çobanoğlu çeşmesinden alan bu tesis, kahvaltı, gözleme, ızgara çeşitleri ve sıcak-soğuk mezeleri ile sağlam bir mutfağa sahip.  Eymir gölü, genişçe akan ve kıvrımlarla ilerleyen bir nehre benziyor, haritadan baktığınızda. Bu yüzden, Çobanoğlu'nda otururken küçük bir göl görüyorsunuz. Göl kıyısındaki diğer tesisler ise Çobanoğlu'ndan görünmüyor.  İster bahçesinde oturun, ister soba ile ısıtılan içerisinde çok keyif alacağınızı düşünüyorum Çobanoğlu'nda. TRT tarafındaki kapıdan, yürüyerek ya da bisiklet ile, trafiğin tersi yön...