Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2020 etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

yeni normal

Oxford University Press'in her yıl açıkladığı ve 2016'daki Post-Truth seçimi ile belleğimde yer eden yılın kelimesi için 2020'deki adayım New Normal . Hayatımızın, korona salgını başlamadan önceki gibi olamayacağını ifade etmek için kullanılıyor Yeni Normal .  Bakalım Oxford University Press 2020 kelimesi olarak ne açıklayacak?

Nisan 2020 değerlendirmesi

Her ayın son pazartesi yapmayı planladığım ancak iki aydır geciktirdiğim değerlendirme yazısının Nisan sayısı karşınızda... Öncelikle yaptıklarım ve yapamadıklarımı paylaşarak başlayayım: Kitap almama kararıma uyduğum bir ay oldu. Evdekilerden okumaya devam ettim. Bu ay Delal Arya 'nın çocuklar için yazdığı Pera Günlükleri serisinin ilk dört kitabını okudum. Bloga, serinin ilk kitabı Körler Ülkesi 'ne dair notlarımı ekleyebildim. Diğer 3 kitabı da yakın zamanda eklemeye çalışacağım.  Karantina günleri başladığında düzenli yaptığım egzersizler, zaman içerisinde giderek seyrekleşti. İtiraf ediyorum ki karantina günlerinde sporu günlük rutinin içerisine koyamadım. Umarım önümüzdeki ay yazacağım değerlendirmede bu durum değişmiş olur. Gelişmelerden çıkardığım sonuçlara göre Mayıs, evde kalarak geçirdiğimiz son ay olacak. Hatta Ramazan bayramı sonunda hayatın normalleşeceğini göreceğiz diye umuyorum. Bu durumda, evde kalan günleri daha verimli geçirmek gerek.  Daha az...

Mart 2020 değerlendirmesi

bu günlerde banklar kedilere emanet... Her ayın son pazartesi yazacaktım bu aylık değerlendirme yazısını. Bir kaç günlük gecikme ile yapıyorum, kusuruma bakmayın. İşin doğrusu, kimsenin blog okuma isteği yok. Dünya çapında yayılan Yeni Tip Korona virüsü nedeniyle, alışageldiğimiz düzenin dışında bir hayata uyum sağlamaya çalışıyoruz hepimiz. Bu garip günlerde blog yazma isteğim olmasa da, rutinleri aksatmamak adına yazayım Mart 2020 değerlendirmesini. Osmanlıca öğrenme isteğini 2020 hedeflerinden çıkartmaya karar verdim.  Yeni kitap almama kararımı bir kitap için deldim. Emrah Safa Gürkan'ın Bunu Herkes Bilir adlı son çalışmasını alıp okudum. Pişman değilim :) Spor, Mart 2020'de de aksatmadığım bir şey oldu. Yürüyüşün yanına masa tenisini de eklemiştim. Hayat normale dönünce, devam etmek istiyorum.  Zor günler, zor zamanlar.... Umarım insanlık daha insanca bir dünyaya evrilir...

Şubat 2020 değerlendirmesi

pasajlar... gizem... İstanbul Her ayın son pazartesi yapmaya çalıştığım, geçmiş ayın değerlendirmesi serisinin Şubat sayısı ile birlikteyiz... Aslına bakarsanız, 2 gün de olsa, kısa bir ay olunca yazılacaklar o kadar uzun olmuyor... Kısaca geçmek gerekirse; Osmanlıca, istediğim hızda ilerlemiyor ne yazık ki.  Yeni kitap almamaya devam ediyorum. Az konuşup çok düşünmenin ilk bölümünü yapabiliyorum... İkinci bölüm ise daha fazla çaba göstermeliyim. Spor, 2020'nin en başarılı bölümü. Neredeyse her gün, aksatmadan yürüyorum... Mart ayı değerlendirmesinde görüşmek dileğiyle...

Ocak 2020 - kitaplar / ayın yazarı:Atilla İlhan

@ Eymir Gölü 2019'un sonlarında, utanarak, ilan ettiğim bir liste vardı. Bugüne kadar hiç okumadığım yazarlar listesi... 2020 yılını, öncelikle bu ayıbımı kapatmayla geçireceğimi de aynı yazıda duyurmuştum. Senenin 12 ayına uygun olsun diye, 12 isimden oluşan bir listeydi duyurduğum. Hatırlatmam gerekirse; 1. Yaşar KEMAL  2. Ivan Sergeyeviç TURGENYEV 3. Kemal TAHİR 4. Orhan PAMUK  5. Fernando PESSOA 6. Harper LEE 7. İhsan Oktay ANAR 8. Attila İLHAN 9. Mehmet EROĞLU 10. Şebnem İŞİGÜZEL 11. Vüs’at O. BENER 12. Halil CİBRAN 2020'nin başlaması ile birlikte listede yer alan yazarların kitaplarından okumaya başladım. Atilla İlhan'ın Fena Halde Leman adlı romanı, bugüne kadar okumamış olmamın hüznü ile bitirmeye yaklaştığım eser oldu.   Bir terslik olmaz ise, bir kaç gün içerisinde bloga ekleyeceğim Fena Halde Leman'ı okurken bir şairin yazdığı romanı okumanın ne kadar keyif verici olduğunu düşündüm. Hava durumunu, şehri, duygu durumun...

Ocak 2020 değerlendirmesi

2019'da başlayıp 2020'de sürdürdüğüm "planlar ve uygulamaları" dizisinde, 2020'deki ilk yazısına başlıyorum. 2020'deki hedefleri kısaca hatırlatayım: Osmanlıca öğrenmek, Kitap satın almamak, Her ay bir fotograf etkinliğini takip etmek, Bol spor (yürüyüş elbette, koşmak pek yaşıma uygun değil ne yazık ki) az yemek ikilisine devam etmek, Daha çok düşünüp daha az konuşmak (herhalde 2020'nin en zorlu hedefi bu) 2020'de, aylık değerlendirmelere de bir standart getirmeye karar verdim. Artık her ayın son pazartesi, o ayın değerlendirmesine dair notlarımı yayınlayacağım.  Gelelim ilk ayın değerlendirmesine; Osmanlıca öğrenmek yolunda, hızlı olmasa da, adımlar atıyorum. Çeşitli kaynakları kullanarak, vakit buldukça, çabalıyorum. Bu gidişle, hedefim sene sonuna kadar basit metinleri çözebilecek kadar öğrenebilmek. Kitap almama kararımı uyguluyorum. Geçenlerde kızım ile gittiğimiz sahafta hediye edilen kitabı saymazsak yeni kitabım yok. İş...

2020 kitapları ... planlar ... istekler

@Sahaf Kafe / Kadıköy - İstanbul En sevmediğin şey ne diye sorsalar, ilk aklıma gelen " plan yapmak " olur. Geçen sene ilk denemesini yapmıştım, pek ayrıntısı olmayan bir plandı . Bu yıl bir aşama ileriye gidip, 2020 boyunca okumayı umduğum yazarları belirleyerek ve hatta bununla kalmayıp sizlerle liste halinde paylaşarak başlıyorum seneye.  Sözü fazla uzatmadan, neden böyle bir listeye ihtiyaç duyduğumu da anlatayım. Kasım 2004'ten bu yana, iki kez ara vermeyi saymazsak, kesintisiz yazmayı sürdürdüğüm blogumda, 9 Ocak 2020 itibariyle 336 tane kitab a dair not paylaşmışım. Demek ki senede ortalama 20 kitap okumuşum. Son senelerde bu sayı artsa bile okuyabileceğimiz kitap sayısı sınırlı. Ömür, zaten sınırlı. Mutlaka okumak istediğim yazarların bir bölümünün, bugüne kadar hiçbir eserini okumadığımı da fark edince, bu yılı, " senelerin ayıbını kapatma yılı" ilan ettim.  Aşağıdaki listede 12 yazar ismi göreceksiniz. Sıralamanın bir anlamı yok. Bu yazarları...

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Hüküm Gecesi / Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Seneler önce okuduğum Yaban'ı saymazsam Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan okuduğum ikinci roman oldu Hüküm Gecesi. 1926'da yazılmaya başlanılan eser, 1927'de yayınlanmış. Roman Osmanlı'nın son dönemine tanıklık eden Ahmet Kerim adlı kurgu karakterin gözünden anlatılıyor. İttihat ve Terakki'nin kabinenin içinde yer almadığı hükümet, sopalı seçim, Hürriyet ve İtilâf'ın kurduğu hükümet, Trablusgarp bozgunu, Uşi Anlaşması, Balkan bozgunu, Bab-ı Ali baskını... Anlatılsa roman olur denilen bir dönem, Hüküm Gecesi'nin tarihsel arka planı.  Romanın başkahramanı Ahmet Kerim'in Yakup Kadri'ye benzerliği dikkat çekici. Öyle ki romanın bir yerinde Ahmet Kerim İstanbul'un Sodome ve Gomore'yi andırdığını söylüyor, ki hepimiz Y. Kadri'nin aynı adlı romanını hatırlıyor. Y. Kadri'nin yaşam öyküsüne baktığımda o tarihlerde, tıpkı Ahmet Kerim gibi, gazetelerde çalıştığını okudum. Kurgu karakterler dışında Ali Kemal, Süleyman Nazif, Rıza Tevfik, Ahmet ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Rangers - Fenerbahçe maçı devre arası yorumlarım

Blogumda futbola dair yazı sayısı fazla değil. Böylesini ise ilk kez deniyorum. Saat itibariyle 14 Mart 2025'e girdiğimiz bu dakikalarda, İstanbul'da 3-1 kaybettiği maçın rövanşında en az iki farklı galibiyet arayan Fenerbahçe'nin ilk yarısını 1-0 önde bitirdiği maçın devre arasına dair görüşlerimi kayda geçiriyorum. İlk yarıyı tek cümle ile özetlemem gerekirse, iyi oynamasak da golü bulduk, derdim. Rangers'ın oyunun kontrolünü elinde tuttuğu, arada kalemizde tehlikeli pozisyonlara girdiği, bizimse bir türlü organize ataklar geliştiremediğimiz bir ilk yarı izledik.  İkinci yarıda, uzatmalara gitmek için iki farklı galibiyet şart. Başka bir ifade ile, gol yemeden en az bir gol daha bulmalıyız. Talisca ve El Nesri gibi her an skora katkı yapabilecek oyuncuların olduğu Fenerbahçe, bunu başaracaktır.  Maç sonu yorumlarımı da sıcağı sıcağına kaydedeceğim. 

kar ve

Gördüğünüz fotoğrafı 2020 yılı Ocak ayında Ankara'da çekmiştim. Bu kadar çok olur mu bilmiyorum ama hava tahminleri yanılmazsa, salı ya da çarşamba günü İstanbul'a 2025'in ilk karı yağacak.  Şubat tatilinde yağmayan kar, okulların açıldığı ilk haftayı beklemiş gibi  görünüyor.  Yağmur yağdığında bile kilitlenen trafik, kar ile ne hale gelecek göreceğiz.  İkinci dönemde tüm öğrencilere başarılar diliyorum.  Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun. 

Psikopati / Saul Black

Polisiye romanların klişeleriyle dolu, Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz "kahretsin", "aman tanrım", "kahrolası" kalıplarının bolca kullanıldığı çevirisiyle mısır patlağı tadı veren bir kitap Psikopati. Saul Black'ten okuduğum ilk ve büyük olasılıkla son eser. Vaktinizi daha iyi eserleri okumak için kullanmanızı öneririm. 

Çobanoğlu Restaurant / Eymir Gölü - ANKARA

Senelerdir gidip geldiğim ve her seferinde huzur bulduğum Eymir Gölü ile ilgili ayrıntılı rehber hazırlama işine giriştiğimde, göl kıyısında yer alan mekânları ayrıca tanıtmam gerektiğini fark ettim.  Göl çevresinde araç trafiği tek yönlü olunca, Çobanoğlu'na araç ile ulaşmak epey sürüyor. Gölbaşı tarafındaki kapıyı kullanarak göl kıyısına girdiyseniz, göl çevresindeki turunuzun şık bölümünün son tesisi Çobanoğlu. Adını, geniş bahçesindeki Çobanoğlu çeşmesinden alan bu tesis, kahvaltı, gözleme, ızgara çeşitleri ve sıcak-soğuk mezeleri ile sağlam bir mutfağa sahip.  Eymir gölü, genişçe akan ve kıvrımlarla ilerleyen bir nehre benziyor, haritadan baktığınızda. Bu yüzden, Çobanoğlu'nda otururken küçük bir göl görüyorsunuz. Göl kıyısındaki diğer tesisler ise Çobanoğlu'ndan görünmüyor.  İster bahçesinde oturun, ister soba ile ısıtılan içerisinde çok keyif alacağınızı düşünüyorum Çobanoğlu'nda. TRT tarafındaki kapıdan, yürüyerek ya da bisiklet ile, trafiğin tersi yön...