Yayıncılık dünyasında uzun süredir büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşüm üzerine 2013 ve 2018 yıllarında görüşlerimi paylaşmış, klasik televizyon yayıncılığının giderek sönümleneceğini ve dijital platformların baskın hale geleceğini öngörmüştüm.
Bugün, 2025'e geldiğimizde bu öngörümün büyük ölçüde gerçekleştiğini söylemek mümkün. Ancak bazı detaylar hâlâ dikkat çekici bir dengeyi sürdürüyor.
Yeni Neslin Tercihi Belli: Platformlar ve YouTube
Artık genç izleyicilerin büyük çoğunluğu içerik tüketiminde Netflix, Disney+, Amazon Prime gibi dijital platformları ve YouTube'u tercih ediyor. İçeriğe istedikleri zaman, istedikleri cihazdan ulaşabiliyor olmak bu tercihin temelinde yatıyor. Lineer yayın akışına bağımlı olmak, gençler için oldukça uzak bir kavram haline geldi.
Ama Klasik TV Hâlâ Burada
Buna rağmen, 50 yaş üstü izleyici kitlesi için klasik televizyon hâlâ önemli bir yer tutuyor. Alışkanlıklar, haber ve canlı yayınlar gibi içerikler, bu grubun televizyonla olan bağını sürdürüyor. Özellikle ana haber bültenleri, sabah programları ve geleneksel diziler, hâlâ hatırı sayılır bir izleyiciye sahip.
Gelecek Ne Getirir?
Bugünden 20 yıl sonrasına baktığımda, ilk yazılarımda dile getirdiğim öngörünün tamamen gerçekleştiğini yazacağımı düşünüyorum. Klasik televizyonun, tamamen yok olmasa bile, günlük yaşamın merkezindeki yerini kaybedeceği bir döneme girmiş durumdayız.
Gelecekte yayıncılığın kişiselleştirilmiş, isteğe bağlı ve interaktif formlarla daha da evrileceğini söylemek yanlış olmaz. Bu da biz yayıncılar ve içerik üreticiler için yeni fırsatlar ve sorumluluklar anlamına geliyor.
Not: Bu yazı, uzun yıllardır televizyon yayıncılığının içinde biri olarak hem kişisel gözlemlerime hem de sektörel eğilimlere dayanmaktadır. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.