2024 senesinin tüm dünyaya barış getirmesini diliyorum, ben diledim diye savaşların bitmeyeceğini bilsem de.
Ayfer Tunç'tan okuduğum üçüncü roman Yeşil Peri Gecesi. Kapak Kızı adlı roman ile başlayan üçlemenin ikinci kitabı. Kapak Kızı'nı okumadan Yeşil Peri Gecesi'ni okursanız, iki roman arasındaki ilginç bağlantıları, ustaca yapılmış göndermeleri fark edememiş olursunuz. Edebi keyif için sırayı bozmamamızı öneririm. Ayfer Tunç külliyatı İstanbul'daki belediye kütüphanelerinde bulunabiliyor, kitap fiyatlarının bu kadar arttığı - gelirlerin düştüğü günümüzde, iyi ki var kütüphaneler.
Tek anlatıcı, az diyalog, yavaş tempo ve zaman içerisinde gidip gelmelerle gelişen roman. Romanın ilk sayfalarında anladığımız, kahramanın hayatını değiştirecek "son" ve bu sona yol açan tüm ömür, anlatıcının gözünden seriliyor okuyucunun önüne. Tunç'un romanında, temponun yer yer çok düştüğünü düşündüm. Sonra, romanı okumayı sürdürdükçe fark ettim ki bu yazarın bilinçli tercihi. Anlatıcı olan kahraman, ki tüm roman boyunca adı verilmiyor, belki Duygu Asena'nın kadının adı yok romanına selam, yaşadığı bunalımlı yalnızlığı ve başına gelen sarsıcı sonu ifade etmeye çalışıyor roman boyunca. Bu yüzde, yer yer geçmişe dönüyor, çok da gerekmeyen ayrıntılar ekliyor, çünkü kendisi bile yaşadıklarının ağırlığı ile yüzleşmeye hazır hissetmiyor.
Genelde sabah çok erken ya da gece yatmadan okuyorum. Bir sabah, beynimde Sena Şener'in Sevmemeliyiz adlı şarkısıyla uyandım. O sıra, şarkının kimin olduğunu da bilmiyordum. Oysa sözleri kafamın içinde dönüp duruyordu. Rüyamda bu şarkı, romandan oluşturduğum filme eşlik ediyordu. Sabah uyanınca, "belki de biz sevmemeliyiz" diye aratıp klibi görünce daha bir şaşırdım. Romanı okumayanları düşünerek fazla ayrıntı vermeyeyim, ama hem şarkının sözleri hem mekan, deniz feneri falan...
Can yakan bir hikâye anlatmış Ayfer Tunç. Aslında her gün bir çok benzeri yaşanılan ve ne yazık ki bir çok benzeri de yaşanılacak olan. Romanda karakterlerin hepsi inandırıcı, yolda görseniz tanıyacağınız tipler. Erkek olarak bizlerin, iki yüzlü ahlâk anlayışımız, tokat gibi yüzümüze vuruluyor. Sonuna kadar hak ediyoruz bu tokadı.
Şimdi sırada Osman var. Kütüphanedeki kopya okuyucuda, Ocak ortasında iade edilecek gibi görünüyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.