2023 senesinin başlarında, henüz emekli olmamışken, TRT Spor rejisinde bir kitapsever arkadaşımın önerisi ile Dünya Ağrısı adlı romanını okumuş ve çok etkilenmiştim. Ayfer Tunç'u 2023'e kadar neden fark edemedim diye epey üzüldükten sonra, geç olsun - güç olmasın dedim ve seneyi Ayfer Tunç romanlarıyla bitirmeye karar verdim.
Bu uzun ve muhtemelen gereksiz paragrafın ardından gelelim Kapak Kızı adlı romana. İlk baskısı 1992 yılında Simavi Yayınları'nca yapılmış. Ben Ekim 2022 tarihli Can Yayınları'ndan çıkan 22. baskısını okudum. Romanın sonuna eklenen yazarın notuyla birlikte 261 sayfa. Son notta, romanın yeniden yazıldığı, belki daha doğru ifadesiyle gözden geçirilerek çoğu cümlenin yeniden ele alındığı belirtilmiş. 2004 yılında yapılan bu yenilenmiş hâli ile ilk baskısını kıyaslamak isterdim, kim bilir belki bir gün fırsat bulurum.
Yemekli vagonunda sigara içmenin serbest olduğu ve içki servisinin yapıldığı senelerde geçiyor roman. Karlı bir günde Ankara'dan İstanbul'a gitmeye çalışan trende, gene o senelerde gazete bayilerinde satılan erotik dergilerin birisinin kapağındaki bir fotoğrafın sebep olduğu iç hesaplaşmalar, sohbetler romanın çatısını kuruyor. 261 sayfalık romana, üşenmeden saydım, 40 farklı isim girip çıkıyor. Kimisinden sadece bahsediliyor kısaca, kimisinin replikleri de var. Temelde üç karakterin öyküleri derinlemesine anlatılıyor, garson Bünyamin, banka müfettişi Ersin ve radyo prodüktörü Selda. Hayatla farklı boyutlarda ve biçimlerde dertleri olan Ersin, Selda ve Bünyamin'i gene farklı nedenlerle sarsan dergi kapağındaki fotoğrafın sahibi ise Şebnem.
Okuma keyfini bozmamak adına, romanın içeriğine dair daha fazla bir şey yazmayacağım. Kısa sayılabilecek bir romanda bu kadar fazla isim kullanmak, Cavit - Cavidan, Lami - Lamia gibi birbirine yakın isimleri seçmek, okura, dikkat etmezsen önceki sayfaları yeniden okursun mesajı vermek için mi tercih edilmiş bilemedim. Kapak Kızı'nı zamana yaymadan okumanızı öneririm. Araya vakit girerse, akrabalık ilişkilerini takip zorlaşır.
Kol kırılır yen içinde kalır gibi atasözlerine sahip bir milletiz. Derdimizi gene kendi içimizde çözmeyi tercih ediyoruz. Çok sağlıklı bir durum / tutum değil bence, aslında atasözünün de söylediği gibi, kırılan kol saklanıyor sadece. Bir çok insan ve/veya bir çok aile de böyle kırıklarla yaşıyor. Sorunlarıyla yüzleşmek yerine kafasını kuma gömüyor, tedavi edilmeyen yaralar iyileşemiyor. Kapak Kızı'nın karakterlerinin kendileriyle yüzleşme çabası çok iyi yazılmış. Romanın ilk 50 - 60 sayfasını geçtikten sonraki akışı daha hızlı.
Kapak Kızı'nın Yeşil Peri Gecesi ve Osman adlı bir üçlemenin ilk kitabı olduğunu düşünce, Ayfer Tunç ile başlayan sene, Ayfer Tunç ile bitecek gibi görünüyor. Neyse ki mahallemizdeki kütüphanede Ayfer Tunç külliyatının tümü mevcut. Fiyatların bu kadar yükseldiği bir dönemde, emekli maaşı ile yeni kitap almak zor.
Keyifli okumalar dilerim.
ben de sizin gibi yıllardır ayfer tunç okumak istiyorum ama halihazırda başaramadım. bu yazıyı görünce kapak kızı'ndan başlamak iyi olur diye düşündüm. teşekkürler...
YanıtlaSilRica ederim. Vakit ayırıp yorum yazdığınız için ben teşekkür ediyorum.
Sil