Senelerdir okumak istediğim bir romandı İmparator. Fehmi Çok'un hikâyesinin anlatıldığı romanı sonunda okudum. Evimizin kütüphanesinde de vardı ancak taşınmalar, şehir değiştirmeler derken romanın evdeki kopyasını arayıp bulmaktan kolay geldi mahalle kütüphanesinden Doğu Kitabevi'nin 3. baskısını ödünç almak.
1920 yılında, Büyük Millet Meclisi'nin açılmasının hemen öncesiyle başlayan roman 1971 muhtırasına kadar geçen 51 seneyi, sanayici Fehmi Çok'un bakış açısıyla anlatıyor. Erol Toy, yerli sermayenin nasıl biriktirildiği, konu hakkında bilgisi olmayanların da anlayacağı ölçüde basitleştirilerek açıklamış. Böyle olunca kimi sayfalar, sürecin teknik ayrıntılarıyla dolmuş. Ülkenin önde gelen sanayici ve iş insanlarını bir araya gelip, siyaseti kendilerine daha fazla kâr sağlayacak şekilde tasarlamaları, romanın inandırıcılıktan uzaklaştığı bölümler olmuş. Hangi ülkede böyle bir şeye izin verir vatandaşlar? Roman, ülkenin kuruluş sürecini de farklı bir perspektiften anlatıyor. Devrim tarihi derslerinde kıyafetten alfabeye devrimler anlatılırken sanayileşmenin ve sermaye birikiminin nasıl gerçekleştirildiğine dair hiç bir şeye değinilmiyor.
Aslında günümüzde de değişen fazla bir şey yok. Belki ileride bugünlerin romanı da yazılır. Bu kez Çokzadelerin yerini farklı isimler alır elbette. Ancak halkın büyük çoğunluğu açısından romanın özü aynı kalır. Hatta daha geri gittiğini bile söylemek olanaklı. Eskiden sıradan gelir sahibi bir ailede doğan ve iyi eğitim gören bir kişi, birikim yapabilecek gelir elde edeceği işlere girebilirken artık, asgari ücretin "bir tık" üstündeki maaşa talim etmek zorunda.
Teoman'ın şarkısında dediği gibi,
Bunlar, iyi günlerimiz
Daha beter olacak herşey...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.