Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Medya dizisi, 18 senedir blogda yer alan konuları da içerecek elbette. Ancak amacım sektörün yaşadığı / yaşamakta olduğu dönüşüm ve değişime dair tespitlerimi paylaşmak.
Ülkemizde fazla konuşulmasa bile sinema, ciddi bir krizden geçiyor. Pandemi sürecinde güçlenen platformlar, kapanan salonlar, platformların yaptığı sözleşmelerle kendi kendini besleyen bir döngüde sinema, her geçen ay kan kaybediyor.
Geçenlerde okuduğum bir makalede artık oyuncuların sinema filminde yer almaktansa dizilerde oynamayı tercih ettiğinden bahsediyordu. Oysa senelerce tam aksine dair yazılanları okurduk. Dizi geçici, sinema ise kalıcıydı. Platformlar sayesinde tutan işlerin yeniden zamansızca gösterilmesinden midir yoksa ücretlerin görece yüksekliğinden midir bilinmez, artık dizide oynamak "in" sinema ise "out" olmuş.
Virtual Reality (VR) ile başlayıp Augmented Reality (AR) ve ardından Xtreme Reality (XR) uygulamaları, gerçekle sanalın sınırını bulanıklaştırırken prodüksiyonların maliyetlerini de süreçlerini de değiştiriyor. Ülkemizde de açılan XR platoları, bizdeki üretim süreçlerini nasıl etkileyecek?
Televizyon kanalları yavaş yavaş yerini platformlara bırakıyor. Platformların kimisi yerli, acaba bu yerli platformlar uluslararası platformlarla birlikte pazarda yer alabilir mi? Onlarla ilişkileri nasıl olmalı? Yerel ortakları mı olacaklar, yoksa özel içerikleri dünya ekranlarına taşıyacak ortamlar mı olacaklar?
Tüm bunları ve daha fazlasını derleyip yazmaya çalışacağım. Mutlaka eksiklerim, umarım ki az sayıda hatalarım olacaktır. Sizlerden ricam, dilerseniz sadece.ozgur@gmail.com adresi üzerinden dilerseniz yorum yazarak görüş ve önerilerinizi bildirmeniz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.