Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Uzun zamandır beklediğim, deprem felaketi sonrası çıkmaz diye düşündüğüm Emeklilikte Yaşa Takılanlar düzenlemesi dün Meclis'te kabul edildi. Yasal prosedürün ardından bu hafta bitmeden yürürlüğe girecek gibi görünüyor.
1995 yılında başladığım çalışma hayatımda bir dönem sona erecek, büyük olasılıkla. Elbette çalışmaya devam edeceğim. Daha çocuklar okuyor. Ancak hâli hazırda çalışmaya devam ettiğim kurum ile vedalaşıp yeni bir iş yerinde mesaiye başlayacağım.
Bu önemli gelişmenin herkese hayırlı olmasını diliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.