Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Hep merak ederim, beni sadece yazılarımla tanıyan var mıdır diye. Blogumun, sayıları az da olsa, düzenli okuyucuları var. Ancak bu kişilerin arasında, hiç tanışmadıklarım var mı meselâ? Neyse, bu gereksiz ama en azından kısa girişin ardından gelelim yazının başlığına. Devir kapanırken diye yazsam da aslında devir kapanacak mı tam belli değil. EYT olarak kısaltılan emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi henüz netleşmediği için kesin konuşmamakla birlikte, 25 senelik işverenin değişmesi ihtimali ortaya çıktı. Bu önemli değişiklik, farklı duyguları beraberinde getiriyor. Bir yanda yeni başlangıçların heyecanı, bir yanda, toplamda 28 senedir süren rutinin bozulmasının ortaya çıkarttığı endişe. Bir yanım düzeni değiştirmemek doğru derken, diğer yanım şimdi değilse ne zaman diye sesleniyor... Kısacası sevgili okurum, kafam karışık... En güzeli, henüz ortada üzerine düşünülecek bir yasa da olmadığına göre, birikmiş izinlerin bir bölümünü kullanmak... Sonrasına sonra bakarız... Bu arada ...