Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Dünya kupası serüveninin sonuna yaklaştık. Artık final ve üçüncülük maçları kaldı geriye. Daha önce de yazdığım gibi, en yakın takip ettiğim bu sene düzenlenen turnuva oldu.
Kısaca üçüncülük maçına dair tahminlerimi paylaşayım. Final için ayrıca bir yazı paylaşacağım.
Hırvatistan ve Fas arasındaki mücadele pek keyif vermeyecek ne yazık ki. Fas, açık ve kazanmaya dönük oynuyor. Hırvatistan ise daha ziyade oynatmamaya odaklandı turnuva boyunca.
Kim üçüncü olur derseniz ben Fas'ın kazanacağını düşünüyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.