Yayıncılık dünyasında "kamera takip" deseniz kimse bir şey anlamaz. Ne yazık ki "camera tracking" ifadesi için kabul görmüş bir Türkçe karşılık henüz yok. Bu durumun sebebi ise henüz ülkemizde sanal stüdyo uygulamalarının fazlaca kullanılmıyor oluşu.
Yazıda bahsettiğim teknolojilerin ayrıntısına girmedim. Bunun yerine, farklı yaklaşımları tercih eden şirketlerin web sayfalarının adreslerini yazının sonuna ekledim. Zero Density firmasının önerdiği sistemin ayrıntısını bulamadım, bu yüzden yazıda bahsetmedim. Yazı için seçtiğim kare, Bayramiç'in bir köyünden. Bence ekrandan ne kadar uzak dursanız sizler için o kadar iyi. Bu teknolojilerin tümünün tek amacı sizleri daha uzun süreler ekran başında tutmak. Bu yazılarla ben de, istemeden de olsa, bu amaca hizmet etmiş oluyorum belki. Neyse, buyurum kamera takibi konusuna...
Kamera takibi sanal görüntülerin gerçek görüntülerle birleştirilmesi için olmazsa olmaz bir teknoloji. Yazıya devam etmeden, kamera takibinin sadece sanal gerçeklikte (virtual reality : VR) değil aynı zamanda arttırılmış gerçeklik (augmented reality : AR) uygulamalarında da kullanıldığını belirteyim.
Kamera takibi denildiğinde aklınıza ne geliyor? Kameranın x, y ve z eksenlerindeki konumu değil mi? Sizin de tahmin ettiğiniz gibi kamera takibinin özü, kameranın uzaydaki fiziksel konumunun bilinmesi aslında. Ancak tek başına bu bilgi yayıncılık için yeterli değil. Çünkü kameraların objektifleri (lens diye de dilimizde kullanılıyor) farklı özelliklere sahiptir ve bu farklı özellikteki lenslerin görüntüye etkileri de farklı olmaktadır. Tam da bu sebeple kameraların x,y ve z konumlarının yanı sıra objektiflerin özelliklerine göre oluşturulmuş bir dönüşüm tablosu ve yakınlaştırma özelliğinin ne kadar kullanıldığı bilgisi de kamera takibi sistemlerinde kaydedilir.
Kameraların konumlarını bulmak için farklı teknikler kullanılıyor. Kimi uygulamalarda stüdyonun tepesine yerleştirilmiş özel amaçlı kameralarla, takibi yapılacak kameraların fiziksel konumları hesaplanıyor. Bu amaçla takibi yapılan kameranın üzerinde belirli bir biçemde (format) yayın yapan LED vericiler yerleştiriliyor. Stüdyonun tepesindeki kameralar bu LED vericilerin yayınladığı veriyi kullanarak kameranın konumunu hesaplıyor. Bu sistemde sunucuların (talent deniliyor) da konumları bulunabiliyor. Böylelikle sanal grafiklerin önüne ve arkasına geçip sanal dünyanın inandırıcılığı arttırılabiliyor.
Bir başka yaygın kullanılan yaklaşımda ise stüdyonun tepesine yansıtma özelliğine sahip yıldızlar yapıştırılıyor. Tıpkı haritacılık dünyasında olduğu gibi fiziksel konumları belli yıldızlara bakarak kameraların üzerlerindeki yön bulma aparatları konum hesabı yapıyor. Her iki tekniğin kendisine göre avantajları ve sorunları bulunuyor. Uygulamaya ve stüdyonun konumuna göre bir seçim yapmak en doğrusu.
Yazı dizisi ve aslında teknik etiketli yazılarım bir sonraki bölüm ile sonlanacak. Bu süreçte yorumlarıyla, epostalarıyla beni cesaretlendiren herkese şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız.
Kamera takibi konusunda çalışan şirketlerin bir bölümü:
NCAM https://www.ncam-tech.com/about/
STYPE https://stype.tv/
TRAXIS - Zero Density https://traxis.ai/frustum/
Mo - Sys https://www.mo-sys.com/
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.